Hasan Cemal

Hasan Cemal

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kendisiyle 1990'lı yılların başında Kuzey Irak'ta tanışmıştım. Bir ara Talabani'nin Paris temsilciliğini yapmıştı. Sanıyorum, halen İskandinav ülkelerinden birinde Irak'ın Büyükelçisi olarak çalışıyor.Ahmet Bamarni'yle son olarak üç yıl önce Bağdat'ta, Talabani'nin Dicle kıyısındaki evinde görüşmüştük.Şöyle demişti:"Türkiye'nin elinde hep bir sopa. Kaldırıyor sopayı, 'Şimdi indiririm ha!' diye habire gözdağı veriyor. Hoş bir durum değil. İndireceksin indir! Bu durum hem ilişkilerimizi zehirliyor, hem de Türkiye'nin inandırıcılığını azaltıyor. Ayrıca, Türkiye Kürtlerinin de bundan mutlu olduğunu sanmıyorum."Başbakan Erdoğan'ın birkaç gün önce Kuzey Irak'la ilgili olarak yaptığı sert konuşma, bana Ahmet Bamarni'nin bu sözlerini anımsattı.Kuzey Irak ve askeri müdahale konusunda kendi kendimize bazı soruları bin defa sorup bin defa üzerinde düşünmenin yararlı olduğu kanısındayım:(1) Türkiye'ye PKK'nın yaşattığı kanlı ortam, devlet tarafından kapalı kapılar arkasında 29. isyan olarak nitelenir. Türkiye bununla tam olarak baş edememişken, olumsuz sonuçlarını ekonomide, siyasette, güvenlikte hala yaşarken, şimdi bir de Kuzey Irak'ı mı katacağız Güneydoğu'ya? Bizimki yetmiyormuş gibi, çatışma coğrafyamızı mı genişleteceğiz?(2) Kuzey Irak'a askeri müdahale son tahlilde Türkiye'yi Amerika'yla karşı karşıya getirir mi, getirmez mi? Getirmesi, Türkiye'nin çıkarına olabilir mi?(3) Kuzey Irak'a girersek, bazı çevre ülkeleri ya da uzak ülkeler, Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak amacıyla Kuzey Irak'ı Türkiye açısından bir cehennem çukuruna çevirebilecek provokasyonlar düzenleyebilir mi?(4) Türkiye'yi AB yolundan çıkartmak için hazır bekleyen bazı AB ülkeleri, böyle bir müdahaleyle istedikleri bahane ve gerekçeye sahip olmazlar mı?(5) Peki, ekonomi ne olur? Türkiye'nin ABD ile, ya da AB ile karşı karşıya gelmesi, kalkınmada kullanacağı kaynakları yeniden silaha yatırmaya başlaması, ekonomiyi nasıl etkiler? 30 küsur milyar dolar cari açık varken, buna bir de askeri müdahale eklendiğinde dış kaynak girişi azalır, içten de dışarıya para kaçmaya başlarsa ne yaparız? Bunun adı ekonomik kriz olmaz mı?(6) Bir soru daha: Kuzey Irak'a askeri müdahale, bizim Güneydoğu'yu patlatmaz mı? Irak Kürtleri, PKK kartı konusunda herhalde naif değillerdir. Ve PKK'nın şahinleri böylece ellerini güçlendirmiş olmazlar mı?(7) Türkiye tankıyla topuyla Kuzey Irak'a girdiğinde, Irak Kürtlerinin üstüne yürüdüğünde, Türkiye Kürtlerinin Irak'taki soydaşlarının durumu hakkında ne düşünürler, huzursuz olmazlar mı, tepki duymazlar mı?(8) Yıllar yılı Kuzey Irak'a girip çıktık, dağı taşı bombaladık, ne sonuç aldık?Soruları uzatmak yersiz.Doğrudur, Kerkük için uzlaşma şart; Irak'ın toprak bütünlüğü, gitgide kâğıt üstünde kalsa da, şart; Kuzey Irak'ın PKK tarafından bir üs olarak kullanılmasını önlemek şart.Bunlar doğrudur.Ama elde sopa Kuzey Irak'a girmek yanlıştır. Bir seçim öncesi milliyetçilik yarışı sinyallerini vermeye başlayan AKP hükümeti, dileriz, sağduyunun yolundan ayrılmaz. h.cemal@milliyet.com.tr Irak Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Kürt lider Celal Talabani'nin önde gelen danışmanlarından biriydi Ahmet Bamarni. Dağdan, 'peşmergelik'likten geliyordu. Yani Irak Kürtlerinin gerilla gücünün bir üyesiydi.