Hasan Cemal

Hasan Cemal

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Polis operasyonu!Ölenlerden biri, 31 yaşındaki Ahmet Kaymaz, kamyon şoförü. Öteki, 12 yaşındaki oğlu Uğur, ilkokul öğrencisi. Uğurun vücudundan 13 kurşun, babasından 8 kurşun çıkıyor.İddia:Eylem hazırlığı... Ahmetle 12 yaşındaki oğlunun, eylem hazırlığı içindeki iki terörist oldukları öne sürülüyor.Gerçek böyle mi?Olmadığına dair ciddi soru işaretleri var. Tanık ifadeleriyle İnsan Hakları Derneğinin raporu, 21 Kasım 04 pazar günü yaşanan bu olayla ilgili resmi gerçeği farklı tarif ediyor.Kaymaz ailesinin komşusu ve 12 yaşındaki Uğurun öğretmeni Ahmet Tekinin hem savcılığa verdiği ifade, hem de Radikal gazetesinde çıkan açıklamaları ölümlerle ilgili gerçeğin tümüyle farklı olabileceğinin ipuçlarını taşıyor:"Akşam 16.30 sıralarıydı. Önce uzun süreli tarama şeklinde silah sesleri duydum. Hemen ardından Makbule Kaymaz ile kayınvalidesi Emine Kaymaz bizim eve geldi. Aramızda ufak bir duvar var. Kocası sürekli seyahatte olduğundan bir şeyden korktular mı bize gelirlerdi. İçeriye girdi, konuşamıyordu. Kürtçe olarak sadece Ahmet, Uğur, silah, yol diyordu. İlk silah seslerini duyduktan beş dakika sonra, bu kez beş altı kez tek atımlık silah sesi geldi.Teslim ol! çağrısı duymadım.On dakika sonra kapı çaldı.İki sivil polis bana, Komşunun evini arayacağız deyip, gözlemci bulunmamı istedi. Emine Kaymazla gittim. On dakika arama yapıldı. Silah filan bulunduğunu görmedim. O sırada savcı geldi. Dışarıda iki ceset var. Bak bakalım, teşhis edebilecek misin? dedi.Dışarı çıktım.Önce kamyonun ön tarafından öğrencim Uğuru gördüm. Kanlar içindeydi. Yanında uzun namlulu bir silah vardı. Savcı ve polislere, öğrencim olduğunu, adının Uğur olduğunu söyledim.Şaşırdılar.Emin misin? diye sordular.5 / C sınıfı öğrencisi olduğunu söyleyince polisler telaşlandı. Birkaç kez daha emin olup olmadığımı sordular. Daha sonra kamyonun kapısının yanında Ahmet Kaymazın cesedini gördüm. Onun da yanında bir silah vardı. Onun Uğurun babası olduğunu, kamyonculuk yaptığını söyledim.Yine şaşırdılar.Bunun üzerine savcı, 112 Hızır Acil Servis görevlilerine müdahale edip etmediklerini sordu. Onlar da Ancak ön taraftakinin nabzına bakabildik; polisler daha fazlasına izin vermedi dedi.Uğurun da, babasının da ayağında terlik vardı. Savcı daha sonra evimizdeki Makbule Kaymazla görüştü. Kocasının işini sordu. Kamyoncu olduğu, yol hazırlığı yaptığı cevabını alınca, nereye gideceğini sordu. Makbule Kaymaz İskenderun deyince de, Terlikle mi gidecekti? dedi. O da, Eşyalarını yüklüyordu, yemekten sonra gidecekti dedi.Olay yerinde 150 kadar polis vardı. Polislere ne olduğunu sordum, çatışma çıktığını söylediler. Ben de ölenleri tanıdığımı, birinin öğrencim olduğunu, iki saat önce kapının önünde diğer çocuklarla oynarken gördüğümü söyledim. Bu küçücük çocuk bu silahı taşıyabilir mi? dediğimde, Karanlıkta koca adam gibiydi karşılığını verdiler."Uğurun annesi Makbule Kaymaz:"Akşam 16.30da sofrayı hazırlamıştım. Eşim de kamyona yerleştirmek üzere battaniye, yatak gibi eşyalarını oğlumla birlikte alarak sokağa çıktı. Bir süre sonra silah sesleri duyuldu. Korktuk, yan komşumuzun avlusuna geçtik. Bu esnada oğlum Uğurun kamyonun önünde diz çökertilmiş şekilde, boynu yere eğik olarak oturtulduğunu gördüm. Karanlıktı ama üstünde beyaz pantolon olduğundan onu fark ettim. Korktum ve komşumuzun evine girdik. Sonra yine silah sesleri geldi."Beş imzalı İnsan Hakları Derneğinin olayla ilgili raporunun kanaat ve sonuç bölümü:"Her iki maktulün de, biri çocuk olmak üzere sivil insanlar olduğu, bu kişilerin silah kullanmış olabilecekleri ihtimalinin son derece zayıf olduğu, söz konusu olayın bir infaz olabileceği, güvenlik güçlerinin yanılması neticesinde veya kasten bu sivil insanların öldürülmüş olabileceği kanaatine ulaşılmıştır."Durumun özeti bu.Gerçek neyse ortaya çıksın.Eğer insan hakları, hukuk devleti diyorsak ve eğer Erdoğan hükümeti bu konulardaki duyarlığını sergilemek istiyorsa, Ahmetle Uğurun ölümünü karanlıkta bırakmasın. Demokratik hukuk devleti reformlarının lafta kalmadığı ancak bu yolla kanıtlanabilir çünkü... h.cemal@milliyet.com.tr Tarih, 21 Kasım 04. Yer, Mardinin Kızıltepe ilçesi Turgut Özal Mahallesi. Zaman, gün batımı. Olay, karanlıkta silah sesleri ve iki ölüm...