Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Anlam olarak benzerlik olmasa da aklımıza 1960 yılının “555 K” olayı geldi.
Hangi olaylar bu? Nedir bu?
“Beşinci ayın beşinci günü, saat beş”
***
Yıllardan 1960’tır, Ankara’da özellikle CHP’li gençler ve muhalifler arasında bir parola ya da şifre:
“555 K”
Ne demektir bu?
Muhalifler bu parolayla sokağa döküleceklerdir.
Rahmetli Başbakan Menderes’in de haberi olmuştur, o da Kızılay’a çıkacaktır. 5. ayın beşinci günü saat beşte Kızılay’da olacaktır. Arabasını Kızılay’a sürdürür, dışarı çıkar, vahim bir olay çıkmak üzeredir. Ankara’nın kıdemli gazetecilerinden “Emin Abi”, Emin Karakuş kapıyı açar, Menderes’i kendi arabasına çeker. Altan Öymen bunu çok iyi bilir.
***
Nedir benzerlik?
Tayyip Erdoğan ve muhalifler...
Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik’e göre itiş kakış olduğu da yalandır.
Başbakan’ın kendisini istifaya çağıranlara tepki gösterdiği de yalan mı?
Peki, ondan sonra Özel Kalem Müdürü’nün bir genci yere yatırıp tekmelemesi de mi yalan?
***
Bunlar iyi gidişler değil!
Hele hele Başbakan’ın, neredeyse kollarını sıvayıp ya Allah! diye kalabalığa dalışı...
***
O korumalar ne güne duruyor?
Başbakan’a hâkim olmak onların görevi değil mi?
Özel Kalem Müdürü sinirlerine hâkim olamamış!
Sanki mahalle kavgası...
Sayın Başbakan yorgun...
Önce bir at kazası, sonra arabada kilitli kalışı...
Başbakan ve çevresi itina etmelidir.
***
Abdüllatif Şener’in anılarında vardır; Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül Erbakan Hoca’dan kopmak üzeredirler, yeni parti kurmak için.
Üçü de havaalanında bir araya gelirler; Erbakan da oradadır, Abdüllatif Şener “Gidip Hoca’ya bir merhaba diyelim” der!
“Nereye?”
“Erbakan Hoca’ya!”
Ya Tayyip Erdoğan, ya Abdullah Gül “Boş ver yahu” derler.
“Erbakan Hoca mı kaldı?”
Eeee siyaset bu!
Kimin nerede ne diyeceği belli olmaz.