Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


DİKKAT ederseniz, bazı binalarda mavi bir bayrak var, Avrupa Birliği bayrağı...
Bazıları, şimdiden Avrupa bayrağını çektiler.
Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği (USİAD) "Bu bayrağı çekenlere sormak gerekir" diyor:
"Yönetiminde bulunmadığımız, söz ve karar hakkımızın da bulunmadığı bir devletin (Avrupa Birliği)nin bayrağını kuruluşlara dikmek, onu ulusal bayrağımızla eş tutmak, en hafif deyimiyle mazoşizmdir.
AB bayrağı asanlara sormak gerekir; bu birlik içinde yokuz, söz hakkımız yok, karar hakkımız yok, veto hakkımız yok... Bunlar yetmiyormuş gibi, bayrağını astığınız bu birlik, 1987'de sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını ortak parlamentosunda kabul etti. Türkiye'nin Güneydoğu sınırını farklı çiziyor, Kıbrıs'ta ödün istiyor, Ege'de Yunan tezini savunuyor...
Siz bunlardan zevk mi alıyorsunuz?"
Yok canım, zevk aldıklarını sanmayız, heves ediyorlar, bu da onların fantezisi!
* * *
SELAHATTİN Beyli ile karşılıklı otururmuşuz, apartmanlarımızın penceresinden baktığımız zaman, Beşiktaş Milli Eğitim Müdürlüğü'nün önündeki ağaçları seyredermişiz...
Doğru, yıllar önce o fidanları kim diktiyse Allah ondan razı olsun, deriz...
Meğer o ağaçların yaşamı tehlikedeymiş, gıyabi komşumuz "e - mail" çekmiş anlatıyor:
"Bizler 10 yıl önce bu fidanları buraya dikerken polensiz olmasına dikkat etmiştik. Şimdi Sayın Milli Eğitim Müdürü polen döküyorlar gerekçesi ile ağaçları kesmek istiyor. Birinci teşebbüsü büyük bir gayretle önledik, ikincisini durdurabileceğimize pek güvenemiyoruz. Yardımınıza ihtiyacımız var."
Estağfurullah yardım ne demek, komşuluk, vatandaşlık hakkı bu...
Sanmayız ki, Milli Eğitim Müdürü böyle bir şeye, bir daha teşebbüs etsin.
* * *
İŞTE size bir araştırmacı gazetecilik örneği...
Güngör Yerdeş, bizim kuşaktandır, o Ankaralı, biz İstanbullu...
Dedesinden babasına, babasından ona, bir alacak davası sonuçlanmış, Güngör Yerdeş'in hissesine de, dikkat buyurun 1.500.000 lira yazıyla "bir buçuk milyon lira" düşmüş...
O da oturmuş hesap etmiş...
İcra dairesi gönderdiği zarfın üzerine 1 milyon 250 bin liralık pul yapıştırmış, zarfın içindeki kağıdın bedeli en az 100 bin lira eder, geriye kalan 150 bin lirayı da, en ucuz şey insan emeği olduğuna göre, onu da memurun emeğine sayın.
* * *
BU kadarla kalsa iyi, icra memurluğu Güngör Yerdeş'e "Gel bu parayı al!" diyor. Ankara'dan Silifke'ye gidiş, geliş, bir gece kalış en az 150 milyon lira...
Peki ne yapacak Güngör Yerdeş?
1.5 milyon lirayı devlete bırakacak, çürüsün!
Bir de bize soruyor, "Bu nasıl iş?" diye...
O da bilir de, söylemez, nasıl iş olduğunu...
Devletin işine, fukaranın şeyine akıl, erer mi?