Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ALLAH Allah ne oldu böyle?
Anayasa Mahkemesi'ni dikta heveslileri mi bastı, jakobenler mi bastı, demokrasiyi ve Avrupa'yı içine sindiremeyen "barbarlar" mı bastı, "Üçüncü Dünya özlemcisi" Kemalistler mi bastı?
Ne oldu böyle?
Arabanın tekerine, böyle çomak sokmak olur mu?
* * *
PARTİLİLER ne suçu işlerlerse işlesinler, Cumhuriyet'in temel niteliklerini hiç umursamasınlar, Anayasa Mahkemesi onları kapatmasın diye ne planlar kurulmuştu ne planlar...
Anayasa Mahkemesi planı bir çırpıda bozuverdi, kestirip attı, elbette "Partiler faaliyetlerini serbestçe sürdürmelidirler!" dedi ve "ama" diye ekledi:
"Ancak bu durum siyasi partilere devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ve demokratik temel düzenin ortadan kaldırılmasına veya önemli ölçüde tehlikeye düşürülmesine yönelik faaliyetlerde bulunma özgürlüğü vermez."
Haydi bakalım, şimdi ne diyeceksiniz, Anayasa Mahkemesi de demokrasi ve Avrupa düşmanı mı?
Kararı duyan bir politikacı, bu Anayasa değişikliği için "Pişmiş tavuğun başına gelmedi!" diyordu...
Sizin kafanız böyle olunca pişmiş tavuktan da beter olursunuz!
Genelkurmay, herhangi bir konuda, ülke sorunlarıyla ilgili bir görüş açıklasa "Asker siyasete karışmamalı!" diyenler, şimdi bakalım Anayasa Mahkemesi için hangi fetvayı verecekler?
Sırtlarında yumurta küfesi yok ya, nabza göre verecek bir şerbet nasıl olsa bulurlar...
Temel ilke, çifte standart oldukça...
* * *
İŞTE size kelepçe sorunu...
Sanki, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri, kelepçe ilk defa görülüyor ve insanların bileklerine ilk defa takılıyor...
Ama şimdi yolsuzluk soruşturması sırasında bazı işadamlarına, yüksek memurlara takılınca, sorun oluyor, muhteremler sanki kelepçeyle ilk defa karşılaşıyorlar.
Elbette ileride belki de beraat edecek olan insanlara kelepçe takıp, itip kakmak hoş bir şey değil!
Lakin yıllar yılı, gazetecilere, yazarlara, düşüncelerini söyleyenlere kelepçe takılırken nerelerdeydiniz?
Şimdi mi kelepçenin sızısını, vicdanlarınızda duymaya başladınız?
* * *
YA Anadolu Ajansı'nın başına gelenler?
Ne yapmış Anadolu Ajansı?
"Beyaz Enerji" soruşturmasında "rüşvet itirafları"nı yayımlamak suç mu?
Sevsinler, sanki bundan önce hiç yapılmamış, yapıldıysa niye soruşturma açılmamış, şimdi ise AA'nın haberini yayımlayan gazetelere, televizyonlara "Niye yayımladınız?" diye soran savcı var mı?
Yok!
Ama işin ucu "kifayetsiz muktedir"in partisine dayanınca kıyameti koparıyorlar.
Bunlar mı demokrat?
Bunlar mı özgür basından yana?
Bunların gönlünde yatan Sovyetler'in TASS ajansıdır, Anadolu Ajansı'na bile tahammül edemiyorlar.
Gazeteciler hem Anadolu Ajansı'na, hem de bu haberi "atlatan" muhabir Coşkun Ergül'e sahip çıkmalıdırlar.