Hasan Pulur
RAHMETLİ Orhan Erkanlı,
"Vatanı, vatan kurtaranlardan kurtarmak lazım!" derdi..
Erkanlı'nın da bir zamanlar, vatan kurtarmak için silaha sarılan ve
"27 Mayıs"ı yapanlardan
- hem de en kudretlilerinden- biri olduğunu düşünürseniz, söylediklerinin anlamını daha iyi değerlendirebilirsiniz...
* * *
VATANI kurtarmaya soyunanlar sadece silaha sarılanlardan çıkmıyor, kendilerine Allah tarafından böyle bir görev verildiğini sananlar, her zaman çıkmıştır ve de çıkacaktır.
Tabii bunların başında da politikacılar gelir, onlar hayalhanelerinde yarattıkları
"vatan kurtarıcılığına" kendileri inandığı gibi, alemi de inandırmaya çalışırlar.
* * *
ONLARIN yaptıklarını, söylediklerini duyunca, aklımıza hep Mesnevi'den bir hikaye gelir; azgın aslanın hikayesi...
Ormanın azılı aslanı, hergün birini, canı çekerse yakalayıp yiyormuş... Bir gün ceylan, bir gün geyik, bir gün eşek, katır, tilki, tavşan, önüne kim çıkarsa...
* * *
BİRGÜN hayvanlar toplanmış, aslanın huzuruna varmışlar:
"Ey ormanımızın büyük kralı! Hergün içimizden birini yakalayıp yiyorsun, afiyet olsun, ye! Yalnız senden bir ricamız var, hergün bizden birini yakalayıp yemek için bunca zahmete niçin katlanıyorsun? Sen tahtında otur, keyfine bak, biz sana hergün içimizden birini yollarız, onu yersin.. Böylece biz de rahat ederiz, sen de!"
* * *
ASLANIN aklı buna yatmış, yan gelip yatacak, avı, ayağına gelecek, öyle dağ, bayır koşmak yok!
Aslana hergün bir hayvan gelmeye başlamış, o gün sıra tavşandaymış, ama can tatlı, kolay kolay teslim edilir mi?
Tavşan kıvırmaya başlamış, bütün hayvanlar telaşlanmış, eğer gitmezse, kimbilir aslan neler yapar?
* * *
NETİCEDE yalvar, yakar tavşanı yola çıkarmışlar, tavşan ayağını sürüye sürüye huzura varmış, aslan kükremiş:
"Nerede kaldın yahu? Açlıktan öldüm!"
Tavşan boynunu bükmüş:
"Efendim, benim kusurum yok, erkenden yola çıktım, tam size gelirken bir başka aslan yolumu kesti, elinden zor kurtuldum!"
Neee!
Aslan kükremiş:
"Kimmiş o? Ben varken, o kim oluyor? Düş önüme göster bakayım!"
Tavşan önde, aslan arkada yola çıkmışlar, bir kuyunun başına gelmişler, tavşan kuyunun ağzından içeri bakmış:
"İşte efendim orada duruyor!"
* * *
ASLAN da kuyunun ağzından içeri bakmış, suda aksini görmüş, başka aslan sanmış, bir kükremiş, ses yankılanıp geri gelmiş, tavşan fırsatı kaçırır mı, kışkırtmış:
"Gördünüz mü efendim, bakın size nasıl kafa tutuyor!"
Aslan çılgına dönmüş:
"Ben şimdi ona haddini bildiririm!"
Ve atlamış kuyunun içine, gidiş o gidiş, başta tavşan, herkes canını kurtarmış.
* * *
EVET, o gün, bugün ne zaman vatan kurtarmaya soyunan politikacıları görsek, bu aslan hikayesi aklımıza gelir...
bugünlerde bazıları yine azgın aslan misali azıyorlar.
Sanıyorlar ki, onlar olmasa bu memleket batacak...
* * *
DİYECEKSİNİZ ki,
"Lafını ortada bırakma, kim bunlar?"
Siz bilmem nesinde boncuk olduğunu sananları, zam yapıp, enflasyonu düşüreceğini söyleyip, sonra kehanet savurup,
"Enflasyon yılbaşında yüzde 100'ü bulur" diyenleri, abuk, sabuk lafları müzayedeye çıkaranları, eteklerini savura savura
"Bunlara 40 gün süre verdim!" diye caka satan keskin kalemleri hiç tanımadınız mı?
Ya da
"Mezarlıklar, kendilerinden vazgeçilemeyeceğini sananlarla doludur" lafını bilmez misiniz?
DİP NOTU: Fenerbahçe'nin teknik direktörü Bariç, futbolculara,
"15 günde Galatasaraylılar gibi olun!" diye saçmalamış...
Futbolcular da ona
"Sen de Fatih Terim gibi ol, antrenmana gömlek, pantolon, mokasenle çıkma, eşofman giy!" deseler ya!
Yazara EmailH.Pulur@milliyet.com.tr