İSİMLENDİRMEDE bir türlü anlaşamadığımız şeyler vardır. Bunlardan biri de...
Kimisi “hela” der, kimisi “abdesthane”, kimi “yüznumara”; “tuvalet” ve “WC” daha yetmedi, “kenef” diyen de vardır.
* * *
EN çok kullandığımız yerin adında anlaşamadığımız gibi, bazı davranışlarda da aynı kararsızlık görülür.
Mesela bahşiş...
Bahşiş Farsçadan dilimize giren bir kelimedir. Bir hizmetin karşılığı ödenir, eğer hizmeti yapandan memnun kalmışsanız, bir miktar da para bırakırsınız. Buna bahşiş” denir.
En çok, yenilen içilen yerlerde “garsonlar”a bahşiş verilir.
* * *
PEKİ, bahşişin ölçüsü nedir?
Hesabın yüzde 10’u mudur, 15’i mi?
Bir zamanlar gelen hesaplarda “garsoniye” diye bir hane vardı, galiba hesabın yüzde 10’u kadardı.
Bir garson anlatmıştı:
“O garsoniye doğrudan patrona gider, bize vermezler.”
“Peki siz ne alırsınız?”
“Sizin verdiğinizi!”
Kısacası bahşiş gönülden kopandır, tabii o da garsonun haline, tavrına, konuşmasına bağlıdır.
Tabağı neredeyse kafanıza atar gibi masaya atan, bir şişe su için kıvrandıran, bekleten bir garsona bahşiş verir misiniz?
Mesela, biz iki kere Atina’ya gittik, verdiğimiz bahşişten Türkiye’de olsa utanırdık; Yunan garson o bahşişi bile hak etmemişti.
* * *
BAHŞİŞ verilmeyen lokanta, restoran, kebapçı olur mu?
Bahşiş zorla alınmaz ama...
Servisini muntazam yapan, surat asmayan, bekletmeyen, eli ayağı düzgün garsona bahşiş verilmez mi?
Ama bahşiş verilmeyen, bahşişin yasak olduğu bir yer biliyoruz.
Bursa’daki “Özdilek”te garsona bahşiş verilmez; müşteriler uyarılır, bahşiş vermeyin, diye.
Garsonlar da kesinlikle bahşiş almazlardı, alsalar başlarına geleceklerini bildikleri için.
Çoktandır gitmiyoruz, acaba yine öyle mi?
Bir de orduevleri... Oralarda da bahşiş yoktur.
* * *
HER garson aldığı bahşişi cebine mi atar?
Hayır, öyle şey olmaz. Her garson aldığı bahşişi kutuya atar. Akşam kutu açılır; çıkan bahşiş küçükten büyüğe pay edilir, hesabına yazar.
Mesela komilere birer puan, garsonlara onar puan, şeflere yirmişer puan, şef garsona 30 puan, böyle paylaşılır.
Ya garson, masadan aldığı bahşişi kutuya değil cebine atarsa.
Bu anlaşılırsa, o garson bu piyasada zor iş bulur.
* * *
RÜŞVETE bahşiş diyenler vardır.
Biri anlatmıştı, ona demişlerdi ki:
“Senin sofrana iyi servis yapan garsona bahşiş veriyorsun da, işini kolaylaştıran memura niye bahşiş vermiyorsun?”
* * *
BAHŞİŞLE ilgili çok laf vardır ama, biz “Bahşiş atın dişine bakılmaz” deyimini, kulakları çınlasın Dalan’dan öğrenmiştik.
Etiler’e “Koç üstgeçidi” yapılıyor, ama gecikiyordu, biz de Dalan’a “Şu işi hızlandır, halk eziyet çekiyor” dedik, güldü:
“Bahşiş atın dişine bakılmaz.”
“O ne demek?”
“Üstgeçidi Vehbi Bey yaptırıyor, adama şunu biraz hızlandır diyebilir misin? Bahşiş atın dişine bakılmaz!”
* * *
GÜNEYDE turistlere yapılan “her şey dahil” programına “bahşiş” de sokulmuş. Yanlış, bahşiş bir emek karşılığıdır, garsonun ekmek parasıdır.
Her ne kadar, bir zamanlar “Ne verirsen ver!” deyip sonra bahşişi beğenmeyen, neredeyse kafanıza atan garsonları tanısak da, şimdi bunlara pek rastlanmıyor.