“Oooo, hoş geldiniz, nerelerde kaldınız, gözlerimiz yollardaydı, geciktiniz!” desek, sanırız CHP’liler kimi karşıladığımızı hemen anlarlar.
Öyle ya, kurultaysız olur mu?
Kurultay deyince aklımıza mutlaka CHP gelir, CHP deyince de Kurultay...
* * *
Biz, ne kurultaylar gördük, ne kurultaylar.
Sadece biri bile bir ömre yeter.
İnönü’nün partiyi Ecevit’e bırakıp gidişi, bu kurultay hiç unutulur mu?
* * *
Lakin, böyle kurultay hiç görülmedi.
Üst üste iki Kurultay...
Parti içi muhalefet Kurultay mı istiyor, al sana Kurultay!
Muhalefet Kurultay mı istiyor, iktidar da bir hafta önceden istiyor?
Muhalefetin isteklerini, birinci Kurultay’da biz kabul ederiz, onlara söylenecek laf kalmaz!
Dedik ya böylesini hiç görmedik, belki biz unuttuk.
Neyse, önemli olan, CHP Kurultaysız kalmasın!
* * *
O meşhur Kurultay’ı hatırladınız mı?
Hani İnönü’nün partiyi Ecevit’e bırakıp gittiği Kurultay’ı...
* * *
Geçenlerde eski yazılara bakıyorduk, rüyamıza hem İsmet Paşa, hem de Kamil Kırıkoğlu girmiş; ikisine de Allah rahmet eylesin, öbür dünyada buluşmuşlar. İnönü o günleri hatırlamış, Kırıkoğlu, Kurultay öncesi CHP Genel Sekreteri, ama Ecevitçi...
* * *
İsmet Paşa, Kırıkoğlu’na o günü hatırlatır:
“Sana kızdım, Bülent’ten emir alıyorsun, dedim. Sen de sinirlendin, ben kimseden emir almam, dedin, bu sözler bir daha söylenirse davranışım sert olur, demiştin, hatırladın mı?
Rahmetli Kırıkoğlu hatırlamaz mı?”
* * *
İsmet Paşa, sürdürmüş konuşmasını, rüya bu ya:
“Duyduğuma göre senin de Bülent’le aran açılmış, sadece senin değil, bana karşı birlikte mücadele ettiğiniz, Turan da, Ali de, Deniz de, Haluk da, hepsinin arası Bülent’le açılmış...
Evet, nerede kalmıştık, Kurultay’ı hatırlıyor musun? Bana karşı amma da sert konuşmuştun... Demokratik bir partinin özgür üyeleri mi olacağız, yoksa kapı kulları mı? diye bağırmıştın...”
Rahmetli Kırıkoğlu araya girer:
“Paşam müsaade ederseniz...”
* * *
İsmet Paşa dinler mi?
“Kurultay’daki konuşma aklımda... İsmet Paşa, padişah değildir, diyordun. İsmet Paşa padişahlığı yıkan adamdır, diyordun; İsmet Paşa, padişah değil ki, onun semavi iradesine peki diyelim, diyordum...”
Kırıkoğlu yine araya girer:
“O günleri yine yaşasaydık, yine böyle derdim.”
İsmet Paşa’nın, Kırıkoğlu’ndan yana kuşkusu yoktur:
“Bilirim bilirim, söylersin. Tanırım seni, dürüst adamsındır, inandığını söylersin...”
* * *
Rüyadaki bu konuşmanın devamı da var ama, uzatmaya gerek yok, 13 Kasım 1979’da ayrıntılı yazmışız, otuz küsur yıl önce...
Bir Kurultay’dan bir anı...
O günlerden kala kala, suyun yüzünde bir Deniz Baykal kalmış, onu da bir komplo ile alaşağı ettiler.
Diyeceksiniz işte önünde fırsat, bu Kurultay kaçar mı?
Zaten onun tutkusu da Kurultay’dır, Erdal İnönü varken neredeyse haftada bir Kurultay yaptırırdı.