Coşkun Kırca için bütün bu sıfatları kullansanız bile bir tanesi eksik kalır:"Bir vatansever öldü."Ömrü boyunca ilkeli yaşadı, Atatürk devrimlerine, laik cumhuriyete "toz kondurmaya" çalışanların karşısına dikildi.CHPdeki "büyük kavga"da Ecevit takımıyla anlaşması mümkün değildi: Çok kişi Ecevitin görüşlerinin yanında yer alırken, o ayrıldı gitti.O günleri yaşayanlar, bugün kendi kendilerine "Acaba?" sorusunu sorarlar mı?"Acaba hata mı ettik?" diye...***ZAMAN zaman Coşkun Kırcayla ters düşsek dahi, onun bilgisine, zekâsına, konuşma yeteneğine, inançlarına bağlılığına tanık olurduk.Bir örnek...1960 öncesi, Demokrat Parti iktidarda, Fuat Köprülü Dışişleri Bakanı, Coşkun Kırca, DPnin dış politikasını sanırız "Forum" dergisinde eleştiriyor.Coşkun Kırca kim?Dışişleri bakanının damadı...***YIL 1985, Coşkun Kırca Kanada Büyükelçisi, Asala katilleri büyükelçiliği basıyor. Coşkun Kırca ikinci kattan aydınlık boşluğuna atlıyor, kolu, ayağı kırılıyor, baskın bitene kadar orada kalıyor.***TÜRKİYEdeki bir gazete kendisini eleştiriyor, "Kaçtı!" diyerek.Biz "İnsaf!" diyoruz:"Pencereden atlamayıp Asala katillerinin eline geçseydi, onlar da Türkiye Cumhuriyetinin Büyükelçisi elimizde diye rehine pazarlığına girişselerdi... Hiç bunu düşünmüyor musunuz? Coşkun Kırca, hayatı pahasına katillere, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin onurunu teslim etmedi."O tarihlerde bizim "Siyaset Rasim" diye bir dostumuz (!) vardı. Bunları o söylüyordu, daha doğrusu biz söyletiyorduk...***BİR süre sonra Coşkun Kırcadan bir mektup geldi. Geç mektup yazmasının nedenini Kanada postasının ağır çalışmasına bağlıyor, "Siyaset Rasim"i bu yüzden geç okuduğunu belirterek şöyle diyordu:"Siyaset Rasim, kendisi ile her zaman mutabık olmasanız bile, her defasında okuyucuyu düşünmeye sevk eden fikirler serdeder. Bu açıdan görüşlerine her zaman önem vermiş ve onu halk düşüncesinin bir sağduyu timsali olarak görmüşümdür.***AMA bu kerre kendisine bir de teşekkür borcum oluyor. Hakikaten Siyaset Rasim, sadece baskın anında zihnimden geçenleri o kadar güzel ve o kadar doğru özetlemiş ki...Ayrıca bir namuslu gazetecilik örneğini ortaya koymuş, ömrünü devlet hizmetine vakfetmiş bir insan haysiyet ve şerefini korumuştur.Bundan ötürü size şükranlarım sonsuzdur. Bu şükran hislerimi hayatım boyunca muhafaza edeceğimden emin olabilirsiniz."***DOSTLARI, Sivasta Madımak Otelinde yakılan şair Metin Altıokun şiiri ile uğurluyoruz:"Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlarNe zaman bir dosta gitsemEvde yoklar." h.pulur@milliyet.com.tr BİR siyasetçi öldü, bir yazar öldü, bir siyasi yorumcu öldü, bir diplomat öldü, bir Galatasaraylı öldü...