Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       KİME sorsanız, Namık Kemal için ne der?
"Vatan şairi, hürriyet kahramanı!" der.
Ona şüphe yok da, Namık Kemal Bey'in bir başka tarafını biz yeni öğrendik...
Taha Toros'un yeni çıkan kitabının adı "Türk Edebiyatından Altı Renkli Portre" (İsis Yayınları)
Bu altı portrenin kim olduklarına gelmeden önce, acaba doğrusu "Türk Edebiyatında Renkli Altı Portre" olmasın?
Neyse konumuz o değil!
Taha Toros, edebiyatımızın renkli altı kişisini şöyle sıralamış:
"Namık Kemal, Mehmet Akif, Abdülhak Hamid, İbnülemin Mahmut Kemal, Yahya Kemal, Abdülhak Şinasi..."
* * *
EVET, gelelim Namık Kemal'in hürriyet kahramanlığı, vatan şairliği yanında bilinmeyen bir başka yanına...
Nakım Kemal mektup yazmaya çok meraklıymış, herkese mektup yazıyor, oğluna, kızına, damadına, babasına, dostuna, arkadaşlarına...
Habire mektup!
Ne yapsın, ömrünün bir bölümü sürgünde, bir bölümünü de İstanbul dışında görevde geçen adam mektup yazmayacak da ne yapacak?
* * *
NAMIK Kemal, Midilli'de sürgündeyken, adaya mutasarrıf (Vali, Kaymakam arası) tayin edilen Rauf Bey, kendisinden, adadaki memurlar, konsoloslar hakkında bilgi ister...
Namık Kemal de, alır kalemi kağıdı eline, başlar yazmaya:
"Askeri kaymakamı İslam Efendi, çetefil bir Arnavut ise de, söz anlar, hamiyetli, irtikap düşmanı biridir. İltifat ile kullanılır."
Ya muhasebeci?
"Muhasebeci efendinin, bir de silahı olsa, yol kesenlerden sayılabilir."
Namık Kemal, tabur ağasından da yaka silker:
"Güzel para çalar! Korkak olmasa, zararsız cellatlık eder. İnsan suretinde yaratılmış büyük bir ayıdır."
Namık Kemal'in eh şöyle, böyle dedikleri de vardır:
"Meclis'i idare katibi Hakkı efendi, kendi halinde oldukça söz anlar, lekelenmemiş, zararsızca, işe yarar bir şeydir"
Ya müftü efendi?
"Müftü efendi zekidir, fakat ahlakına itimat olunmaz."
Namık Kemal'e göre, tercüman Nikolaki, "İzalesi vacip" bir habistir:
"Gökten İsa inse, yine kendisine parasız bir iş gördüremez sanırım."
* * *
DEDİK ya, Namık Kemal'e göre, o tarihte Midilli Adası yöneticileri tam bir çeteymiş, mesela meclis'i idare azaları...
Namık Kemal hepsini aynı fıçıya sokup çıkarıyor:
"(Onların) hallerini tarife kalkışmak, hayvanat bahçesi içinde, hayvanların ismini saymak kabilinden olur."
* * *
PEKİ, bizimkiler böyle, ya konsoloslar?
Namık Kemal'e göre, Fransa Konsolosu ağır ve terbiyeli bir adam, söz anlar, söz dinler.
Onun kayınpederi de Avusturya Konsolosu, hayırsever, bilgili bir zat, fakat arasıra, hiddeti çekilmez dereceye gelir.
İtalyan konsolosu Fidelli malın gözüymüş:
"Vaktile operalarda çalgı çalarmış! Şarlatanlık kuvveti ile sonra hekimliğe, daha sonra konsolosluğa dökülmüş... Belki ileride Hahambaşılığa veyahut haraççılığa özenir. Açıkçası ve doğrusu edepsiz bir mahluktur."
Hele Yunan konsolosu:
"Fransızca'dan, Rumca'dan ve Türkçe'den ve belki dünyada konuşulmaya müteallik ne dil varsa, cümlesinden mahrum bir hayvandır. Edepsizliği, İtalyan konsolosu derecesinde değilse de, ondan da pek aşağı kalır mertebelerde değildir."
Hey gidi Amerika!
Şu konsolosunun haline bakın!
"Bakkallığı bile güç idare eder. Bir garibe - i rüzgarıdır; fakat hükümete musallat değildir."
* * *
EVET, Namık Kemal'in yazdıklarına bakarak, o tarihlerde Osmanlı devleti hakkında da bir fikir edinebilirsiniz, ya da bugünle karşılaştırabilirsiniz.
Taha Toros'un bu kitabı meraklıları için elden düşmeyecek bir kaynak...
Özellikle büyük diye belletilen, ya da edebiyatta büyük olanların, insanlıkta küçüklükleri.



Yazara E-Posta: H.Pulur@milliyet.com.tr