"Kubbealtı Lügati, Misalli Büyük Türkçe Sözlük" (x)1971'de bilimsel bir kurul tarafından çalışmaya başlanmış, 31 yıl sonra bu eser ortaya çıkmış...Üç cilt olan sözlük 3644 sayfa, 61 bin ana ve ara madde, yaklaşık 35 bin deyim, 400 yazarın, edebiyatçının, romancının, şairin bine yakın eserinin taranmasıyla elde edilen 100 bin örnekli bu sözlüğün önemli bir iddiası var: "Asırlar boyu tarihi seyri içinde, yazılı ve sözlü dil örneklerini" kapsaması...Yani sözlük sadece yaşayan Türkçemizin değil, tarihi seyri içinde Türk dilinin kazanmış olduğu kullanımları da belgeleyerek Türkçenin zenginliğini gösteriyor.***"MİSALLİ" denmesinin gereği şu:Diyelim "ekmek", hiç ağzımızdan, dilimizden düşmeyen en çok kullandığımız kelimelerden biri..."Unun, su ile yoğrulmasından elde edilen hamurun, fırın, sac ve tandırda pişirilmesiyle yapılan ve insanın başlıca gıdası olan yiyecek."***BU kadar mı?Ya ekmekle bütünleşen deyimler..."Ekmek aslanın ağzında/Ekmek çarpsın/Ekmek elden su gölden/Ekmek istemez, su istemez/Ekmek kapısı/Ekmek kavgası/Ekmek parası/Ekmeğinden etmek, ekmeğini elinden almak/Ekmeğinden olmak/Ekmeğine göz koymak/Ekmeğine kan doğramak."***PEKİ, bu deyimler ne demek, nerede kullanılır?Tek tek örneklerle anlatılıyor.Yeter mi?Hangi yazar, hangi hikâyeci, hangi romancı bu deyimleri kullanmış, Hüseyin Rahmi'den Reşat Nuri'ye, Sait Faik'ten Ahmet Hamdi Tanpınar'a kadar, eserlerinde "ekmek" kelimesinin geçtiği cümlelerden örnekler.***SÖZLÜĞÜ hazırlayanların "öztürkçe" akımına yakın olmadıkları söylenebilir; lakin sözlüğü hazırlarken tarafsızlıklarını korumuşlar..."Yeni kelimeler" başlığı altında bu konudaki görüş ve uygulamalarını şöyle açıklıyorlar:"1930'lu yıllardan başlayarak Türk dilini yabancı kelimelerden arındırma cereyânı ile ortaya atılan yeni kelimelerden sözlüklerde yer alan ve kullanım alanları gittikçe genişleyenler veya bir terim karşılığı olanlar sözlüğümüze alındı.Yeni kelimelerden bir kısmı doğru türetme, bir kısmı da Türk diline uygun olmayan türetmelerdir. Ancak dil canlı bir varlıktır. Tabiatta nasıl ki, 'Sakat çocuk yaşamaz' diye bir kural yoksa yanlış türetilen kelimeler de yaşamakta ve yaygınlaşmaktadır. Sözlüklerin görevi tespit etmek olduğuna göre bunlar da alınmış, durumları etimolojilerinde değerlendirilmiştir."Son cümle, bu sözlüğü hazırlayanların bilimsel sorumluluklarının göstergesi...Gerçeği kabul etmek...Üretilen kelimeler onlara göre yanlış da olsa, yaşıyor ve yaygınlaşıyorsa, bu kelimelerin sözlükte yeri vardır.———-(x) İlhan Ayverdi; redaksiyon, etimoloji Prof. Dr. Ahmet Toprakoğlu, Kubbealtı İktisadi İşletmesi. Tel (0 212) 516 23 56-518 92 09 h.pulur@milliyet.com.tr TÜRKÇE önemli bir kaynak daha kazandı: