Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İSTANBUL trafiğinde biraz açık bir yol bulmak için nerelere gitmiyoruz ki! Geçenlerde Şişli’ye gidebilmek için Kasımpaşa üzerinden Feriköy’den geçerken arkadaş uyardı:
“Buradan geçme istersen!”
“Niye, ne var?”
“Burası Ergenekon Caddesi de...”
Kaç gündür “Ergenekon” lafıyla yatıp kalktığımız için ne demek istediğini anladık, anlamazlıktan geldik...
“Ne olur geçersek?”
Güldü:
“Belli olmaz, bakarsın muhbiri sadıklardan biri fotoğraf çeker, bir süre sonra, başın derde girer, gece yarısı sabaha karşı evinden alıp sorarlar, ‘senin Ergenekon Caddesi’nde ne işin vardı?’ diye”...
“Yok devenin başı!” dedik, gülüştük.
* * *
SONRA düşündük, günlerden beridir “Ergenekon operasyonu” lafıyla yatıp kalkıyoruz...
Bu Ergenekon nedir ki, en azından 50 yıldan beri bu caddeye adını vermişler?
Çocukluğumuzda, gençliğimizde “Ergenekon” adı çok sık geçerdi. Türklerin tarihi denilince, hemen “Bozkurt” ve “Ergenekon Destanı” anlatılırdı...
O günler “Türk olmasa, tarihe yazılacak ne vardı?” günleriydi, Altaylardan attığımız ok Alpleri geçiyordu, mağlup donanmamızı yeniden kurmak için yelkenleri atlastan, halatları ibrişimden yapıyorduk, Güneş-Dil teorilerini ezberliyor, “bir Türkün cihana bedel olduğunu” haykırıyorduk.
Devrimin 10’uncu, 15’inci yılında bunlar elbette gerekliydi.
Ya şimdi?
* * *
İDDİAYA girmeyelim ama “Ergenekon”u kaç kişi bilir? “Bozkurt”un kimin, kimlerin önüne düştüğünü, kısacası “Ergenekon Destanı”nı kim hatırlar?
* * *
DESTANA göre, Göktürklerden bir boy, savaştan sonra eşleriyle birlikte bereketli ve verimli bir bölgeye gelirler.
Buradaki sürüleri alarak sarp bir dağdan geçen karla örtülü bir yolu izlerler. Ancak bir deve ya da keçinin geçebileceği dar bir yoldan geçerler. Dağların kuşattığı elverişli bir alana yerleşirler. Buraya Ergenekon adını verirler. 400 yıl orada kalıp çoğalırlar; artık buraya sığmayacaklarını anlayarak göçe karar verirler. Bir yol ararlar, bulamazlar. Bir demirci, dağda bir demir madeni olduğunu, onu eritirlerse yol bulabileceklerini söyler. Dağın geniş bir yerine bir kat odun, bir kat kömür yığarlar. Yetmiş deriden körükler yapıp, yetmiş yere kurarlar. Hep birlikte körüklerler. Yaklaşık bir deve geçecek kadar yol açılır, dışarı çıkarlar. O günü bayram sayarlar. Eski düşmanlarıyla savaşırlar, 400 yıl sonra öçlerini alırlar.
* * *
YA Bozkurt?
Efsanenin önemli unsuru da budur, efsane kahramandır kurt...
Göktürkler, komşu bir ülkeye yenilirler, on yaşında bir çocuk dışında tüm topluluk yok edilir. Çocuğun el ve ayaklarını kesip bir bataklığa atarlar. Bir dişi kurt gelir, çocuğu besler. Çocuk büyüyünce dişi kurtla birleşir, kurt gebe kalır. Düşmanları, onun yaşadığını öğrenince asker gönderirler. Kurt, çocukla birlikte bir dağın eteğindeki mağaraya sığınır, burada on oğlan doğurup büyütür. Oğlanlar evlenince çoğalırlar, her birinden bir soy türer. Göktürklerin başı olan Asena’nın kabilesi de bu soylardan biridir.
* * *
LAFIN kısası...
Aylardır süren ve ne olduğunu daha anlaşılamayan soruşturmanın adı da “Ergenekon operasyonu”dur.
Bu ismi kim vermiştir?
Zanlılar mı, ya da polis ve savcılar mı?
Eğer ikincilerse, Türk tarihinin mitolojik bir sayfasına, bir destana bu isim yakışır mı, uyar mı?