Halit Deringör, katıksız Fenerbahçelidir, 1940'lı yılların unutulmaz takımının solaçığıdır. Hem yaşayanların kulakları çınlasın hem de ölenlerin ruhu şad olsun diye o takımı bir daha analım:"Cihat (K), Murat, Ahmet, Selahattin, Samim, Küçük Halil, K. Fikret, Erol, Suphi, Lefter, Halit..."***HALİT Deringör'ün anlattığı anılardan ikisini biz de yaşadık, tabii o sahada, biz tribünde...1949 yılı, Fenerbahçe ve Galatasaray takımları Milli Eğitim Kupası için İzmir'deler, Karşıyaka ve Altay'la karşılaşacaklar, Fenerbahçe Karşıyaka'ya bir sıfır yenilir, Galatasaray avantajlı duruma geçer. Akşam, Konak'taki İskele Lokantası'nda yemeğe giderler, Galatasaraylılar da oradadır ve Fenerlilerle dalga geçip alay ederler.***İSTANBUL'a dönerler, pazar günü Galatasaray maçı vardır. Kaptan kaleci Cihat Arman öyle bir konuşma yapar ki, bütün oyuncuların tüyleri diken diken olur. Maç başlar, daha beşinci dakikada Küçük Fikret sağdan bir orta yapar, Fener'den Halit, Müjdat, Melih, Galatasaray'dan Arif, Bülent topa çıkarlar, Halit Deringör'ün deyimiyle, top, ceza sahasında "adeta sansar" gibi bekleyen "Taka Naci"nin önüne düşer, bir plase, "Kova Osman"ın sağ tarafından gol...***HALİT Deringör'ün unutamadığı ikinci maç, İzmir'de oynadıkları Altay maçıdır. Fenerbahçe ile Galatasaray'ın puanları eşittir ama, averaj Galatasaray'dadır, Fenerbahçe'nin şampiyon olması için, maçı 4-0 ya da 8-1 kazanması gerekir.Son dakikalara girilirken Fenerbahçe 3-0 galiptir ama, dördüncü gol bir türlü gelmemektedir. Maçın son kornerini "Ordulu Cemal" çeker, top süzüle süzüle gelirken beş Fenerbahçeli, Halit Deringör'ün deyimiyle "kartal misali" saldırırlar ve top "Arap Samim" ile "Donanma Kâmil"in müşterek kafalarıyla kaleye girer, Fenerbahçe şampiyondur... Halit Deringör, bu anısını "Galatasaraylıların İstanbul'da kurdukları şampiyonluk sofralarının ne hale geldiğini göremedik" diye bitirir.***GALATASARAY'la böyle anılar vardır; mesela bir bayram arifesinde Lefter ve "Puşkaş Ergun"un golleriyle 3-0 kazanılan maç. Birinci devre 3-0 yenikken ikinci devre dört gol atarak maçı 4-3 galibiyetle bitirmek, ya da 6-0'lık tarihi maç...Lakin, son şampiyonluk maçından önce, Galatasaray'a 5-1 yenilgiyi de sanırız Fenerbahçeliler kolay kolay unutamazlar.Neyse, şimdi bunların hepsi geride kaldı, gün, Fenerbahçelilerin şampiyonluğun tadını yaşadıkları gündür, Halit Deringör'ün beşinci baskısını yapan "Fenerbahçe Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanları" kitabı da bu tada tat katacaktır.***EVET, Fenerbahçe şampiyon oldu...Ama nelere, ya da kimlere rağmen şampiyon oldu?..Sıralamaya kalksak, bu köşe dolar da taşar...Lakin bir kişi, onların hepsini temsil edebilir: Erman Toroğlu...Şampiyonluk gecesi "Maraton" programında kendisini seyretsin, yüzünün ifadesine, sesinin tonuna baksın, sanırız o da bize hak verir."Yüzünden düşen bin parça!" derler ya, ne bin parçası, on bin parça, yüz bin parça...Aziz Erman Toroğlu, ne var bu kadar "bozulacak?" Siz Ankaragücü'nde oynarken yedi kişiyle Fenerbahçe'yi 1-0 yenmediniz mi?Golü de sanırız Köksal atmıştı...Görüyorsunuz, Fenerbahçeliler şampiyonlukları da unutmazlar yenilgileri de...Erman Toroğlu gibi dostlarını da... h.pulur@milliyet.com.tr HALİT Deringör, Fenerbahçe'nin şampiyonluğundan bir gün önce Galatasaray'la ilgili birkaç anısını anlatıyor, "Bunları niçin yazıyorum?.. Trilyonları cebine indiren, ama sahada beş kuruşluk futbol ortaya koymayan futbolcular belki ders alırlar" diyordu.