HOŞSOHBET, eskilerin “nekre” dediği, “matrak adam”lar vardır; en ciddi konuda öyle şeyler söyler ki, hem katıla katıla güler, hem de “Yahu bu lafları nerden buluyorsun?” deriz.
Geçen gün birinci sayfada haber vardı:
“Kaçak kat patlaması”(x)
Sultanbeyli’de herkes sabah akşam kaçak inşaat yapıyormuş, kimi daire, kimi balkon, kimi bahçeye ek oda...
Hepsi kaçak...
Her seçim öncesi böyle olur.
* * *
HANİ biraz önce, bazılarının doğuştan hoşsohbet, şakacı insanlar olduğunu söylemiştik ya, Sultanbeyli Belediye Başkanı da bunlardan biri...
Bakın neler söylemiş:
“Seçim öncesi çok büyük inşaat patlaması yaşandığı doğru!”
Bravo Belediye Başkanı’na! Allah’ın bildiğini kuldan saklayacak değil ya! Vatandaş seferber olmuş, inşaat yapıyor, bunu saklamanın, “İlçemizde tek bir kaçak kat yoktur” demenin anlamı olur mu?
Komik olur!
Ama lafın arkasına bakın:
“Ama ekiplerimiz boş durmuyor, her kaçak inşaat için tutanak tutuyor; tutanakları savcılara vereceğiz, kaçak ev yapanın yaptığı yanına kalmayacak!”
* * *
İLAHİ Sayın Başkan, nereden buluyor bu hoş lafları?
Kaçak inşaatlar yükselecek, ekipler de onları seyredip tutanak tutacak, sonra da bunlar yıkılacak!
Bir oyun vardı, kulakları çınlasın, galiba Nejat Uygur’undu: “Güldürme Beni Hariciye”
Siz bu İstanbul’da kaçak diye yıkılan kaç yer gördünüz?
Öyle bir işe girerseniz, İstanbul 7.7 şiddetinde depreme uğramış bir şehre döner, yıkılmayan ev, bina, han, apartman kalır mı?
Maksat muhabbet!
Araya birkaç neşeli laf sıkıştırdın mı, oldu size komik lafın âlâsı...
* * *
İSTANBUL serbest piyasa ekonomisine tabidir!
Nedir o?
“Bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler!”
Hikâyeyi bilirsiniz...
Karadenizli iki arkadaş Amerika’ya gitmişler, bulundukları şehrin belediye başkanı da Karadeniz’den göç etmiş biri... Karadenizli bir dostumuz vardır, “En topalımız Alaska’dadır” derdi.
İki arkadaş, çıkmışlar belediye başkanına, ne de olsa hemşerilik var, laf arasında sormuşlar:
“Başkan, burada inşaat yapabilir miyiz?”
“Tabii!”
“Kaç kata izin var?”
“İstediğiniz kadar!”
“Yüz kat olur mu?”
“Olur, niye olmasın!”
Çıkmışlar, yolda akıllarına gelmiş, dönmüşler:
“Başkan, isterseniz yüz kat yapın dedin, değil mi?”
“Eee, dedim!”
“Bir de kaçak, çekme kat çıkabilir miyiz?”
* * *
HAYIRLI inşaatlar, hiç korkmayın, çok sıkışırsanız milletvekili amcalarınız bir af çıkarır, olur biter...
Zaten orası kamu arazisi...
Kamu arazisi kimin malı?
Sizin, sizin... Bizim gibi enayilerin olacak değil ya!
———————
(x) Milliyet, 3 Mart 2009, Gökhan Karakaş