Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşte şimdi oldu Sayın Başbakan! Siz, Mardin’de, Kızıltepe’de konuşurken her çeşit milliyetçiliği ayaklar altına alıp çiğnediğinizi söylemiştiniz...
Biz de sormuştuk:
“Yurtta sulh cihanda sulh diyen Atatürk milliyetçiliğini de mi?”
Sürçü lisan eylediğinizin farkında olacaksınız ki her fırsatta düzeltiyordunuz, salı günkü grup konuşmanızın büyük bölümünü buna ayırmışsınız.
“Biz etnik milliyetçiliğe karşıyız, ırkçılığa, kafatasçılığa karşıyız.”
*
Anlaşılan her çeşit milliyetçiliğe karşıyız, “ayaklar altına alıp çiğnedik” lafı sizi çok rahatsız etmişe benziyor.
*
Gelelim barışa...
İster altını çizin, ister getirin imzalayalım:
“Biz barıştan yanayız!” Nereye kadar mı?
Birlikte yaşayıncaya kadar.
Zaten öyleydik de...
BDP Genel Başkanı Demirtaş, “Aman haaa!” diye uyarıyor, hem uyarıyor, hem de endişe içinde...
Evet, sizin “büyük şans” dediğiniz Öcalan’ın çözüm yaklaşımının kıymetini bilmeliyiz!
*
Hem Türklerden yana bir endişeniz olmasın... Türklerin, hükümetleriyle, gazeteleriyle, televizyonlarıyla “Barış”tan başka laf ettikleri var mı?
Eğer “Türk” kavramını kurtarabilirlerse, daha doğrusu bu onlara lütfedilirse...
Çünkü günlerdir televizyonlarda, “hanım kızlarımızın, küçük beylerimizin” dillerine doladıkları bir laf var:
“Türk olmasa ne olur?”
Hiiççççç, isteyen bıraksın, Türk olmak şart değil ya!
*
Herkesin kendi kökenini söylemesi yasak değil ya!
Galatasaray’ın eski gol kralı ve AKP milletvekili Hakan Şükür sanki soran varmış gibi “Ben Arnavut’um!” diye ortaya fırladı.
Şu Fenerbahçe seyircisi gibi şakacısı yoktur...
“Kime, Torinolu Şaban” lakabını takmışlardı, hatırladınız mı?