Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Vallahi, biz utanıyoruz, “İnsanın yüzüne bu kadar vurulmaz” diye...
Biz, “Terörle bir yere varılmaz” diyenlere “Hayır, varılır, yanlış politika izliyorsunuz” diyorduk.
Dediğimiz bir yana “Sen de onlardan mısın?” diyenler çıkıyordu.
Bizim başından beri savunduğumuz şey şuydu:
“Yanlış yapıyorsunuz, baştan beri hep yanlış yaptınız, ‘Kürt yoktur’ deyip çıktınız! Yok karda yürürken kart kurt edermiş de gibi palavralara inandınız. Oysa diliyle, sesiyle, yazısıyla, müziğiyle insanlar var.”
***
İşte bizim böyle dediğimiz günlerde, Amerikalıların teslim ettiği Abdullah Öcalan’a takılacak “kara sıfat” bulamıyorduk.
“Bebek Katili”nden “Terörist Başı”na kadar.
Şimdi ne oldu?
Devlet ziyaretgâhı oldu.
Şimdi de yabancı gözlemciler sırada.
***
Geçen pazar günü Namık Durukan’ın haberi vardı:
“İmralı’da BDP heyeti ile terör hükümlüsü Abdullah Öcalan arasında yapılan görüşmelerden çarpıcı bilgiler çıktı.
Milliyet gazetesinden Namık Durukan’ın haberine göre, hükümet, çözüm sürecinin ilerlemesini sağlamak için yeni adımlar atacak.
Öcalan ile devlet heyeti arasına yapılan görüşmede, karara bağlanan konular yaşama geçirilecek. Bu kapsamda, Öcalan’ın avukatları ile yeniden görüşmesi, uluslararası gözlemci gruplarının çözüm sürecine dahil edilmesi sağlanacak. Gazeteciler, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve akil insanlar heyetlerinin Öcalan’la görüşmesine de olanak sağlanabilecek.”
Gazeteciler toplu halde ziyarete götürülecek, ‘Kim gidecek?’ yarışını önlemek için düzenleme yapılacak.”
***
Oysa, Öcalan’ın İmralı’daki ilk sorgusuna kulak verseydik, bugün başka bir yerde olabilir miydik?
İmralı, idam cezası olmadığı için müebbede mahkum edilen “Öcalan” mahkemesinin savcısı Talat Şalk, ilk sorgusunda şöyle dediğini yazar:
“Benim programlarımın da başlangıçta hayali olduğunu anladım. PKK programının politik ve siyasi değerinin olmadığını anladım. Kavram olarak Kürdistan ibaresi kullandım. Coğrafi olarak ele aldım. Kürt devleti kurmak mümkün olmayacağı gibi gerekli de değildir. Mevcut Türkiye Cumhuriyeti Devleti içerisinde demokratik ortam içerisinde her şeyin gerçekleşmesi mümkündür.”
“Başlangıçta bağımsız bir Kürdistan kurmak gibi bir kavramımız vardı. Bu da doğrudur. Ancak değişen süreç içerisinde müstakil bir Kürt devleti kurmak değil de Kürtlerin de cumhuriyetin kuruluşunda rol almış bir halk olarak özgür olduğu bir ortam içinde birleştirilmesi sonucuna vardım...”
Acaba o gün Öcalan’ın söylediklerini dikkate alsaydık?..
Sonra hayıflanır mıydık?