SİYASET meydanındaki oyunlardan bıkıp, gına getirmişseniz, gelin de sahnelerdeki oyunları seyredin...
Hem gülersiniz, hem rahatlarsınız, hem de içinizden
"Yahu biz nelerle uğraşıp, ne badireler, ne vartalar atlatmışız!" diye ya dertlenir ya da düşünürsünüz.
Hele bizim gibi 1950'den, hatta daha da ötesinden 2000 yılına geliyorsanız.
* * *
ON yıldan fazladır, toplumun bir bölümünün, neredeyse lazım - ı gayri müfarik'i, ayrılmaz parçası olan
"Bizimkiler" dizisi kadrosunun oynadığı
"Oğlum Adam Olacak" adlı müzikli oyunun tanıtma yazısında şöyle deniliyordu:
"Oğlum Adam Olacak, Türkiye'de yarım yüzyıllık uzun bir süreci ve bu tarihsel kesitteki özgün olayları konu alıyor.2000'li yıllardan geçmişi anımsayarak; 1950'lerden günümüze kadar geçen süreçte, ülkemizde cereyan eden siyasal, toplumsal, kültürel olayları ve dönüşümleri, cumhuriyetçi Hilmi Bey ailesinin ve yakın çevresinin gündelik yaşamı içinde sergileniyor.
Oyunda, sürece damgasını vuran ya da kilometre taşı olan kurumların, mekanların, olayların ve duyguların, okullarımızın adalet ve emniyet sistemimizin, devlet dairelerimizin, mahallelerimizin, evlerimizin, toplum, aile ya da tek tek insanlar üzerindeki yansımaları ve iz düşümleri yeniden gün ışığına çıkarılıyor. 50 yıllık geçmişin sevinçleri, korkuları, coşkuları, hüzünleri, tatları anımsatılıyor, gözler önüne seriliyor.
Oyun, bugünden geçmiş tarihimize, sıcacık bir gülümsemeyle bakıyor."
* * *
TEK partiden, çok partiye, 6 - 7 Eylül olayları, 27 Mayıs müdahalesi, gençlik hareketleri, anti - Amerikan gösterileri, sağ, sol kavgaları, 12 Mart ve 12 Eylül müdahaleleri, işkenceler, soygunlar, yolsuzluklar...
Ve sonunda
"Beyefendinin kayınbiraderinin yolsuzluk dosyasını" hazırlayan dürüst, namuslu gazetecinin, önce kendi meslektaşları tarafından yalnız bırakılışı...
* * *
"BURHAN Bey" emekli bir subay ve Kurtuluş Savaşı kahramanı,
"Hilmi" ve
"Fikret" adında iki oğlu var,
"Fikret" üçkağıtçı, her devre uyan politikacının şahı,
"Hilmi" ise dürüst bir devlet memuru...
Oyun bu iki kardeşin çelişkili tutumlarıyla gelişir, namuslu memur
"Hilmi"nin oğlu
"Orhan"ın başına gelmedik kalmaz, Fener - Galatasaray maçından çıkar, Dolmabahçe'de Amerikalıları denize atan solcuların arasına düşer, yakalanır, fişlenir, hayatı değişir, fiş başına bela olur. Sonunda kapağı bir gazeteye atar, uzun araştırmalar sonunda
"Beyefendinin kayınbiraderinin yolsuzluk dosyasını" hazırlar.
Bu onun sonu olur...
Ya intihar edecek, ya dosyayı yok edecektir.
Oyun,
"Oğlum Adam Olacak" şarkısıyla biter...
Nasıl olacaksa... (x)
* * *
OYUNU seyrederken, rahmetli Haldun Taner'in
"Gözlerimi Kaparım, Vazifemi Yaparım" oyununu hatırladık;
"Efruz" ile
"Vicdani" bu oyundaki
Hilmi ve
Fikret kardeşler değil mi?
Ama bunun yadırganacak ne yanı var ki?
Efruz'lar,
Vicdani'ler,
Hilmi'ler,
Fikret'ler,
Orhan"'lar, ne zaman bitip tükendiler ki!
Onlar ölmez!
İyisiyle, kötüsüyle!
-----------------
(x) Beşiktaş Kültür Merkezi.
Yazara E-Posta: h.pulur@milliyet.com.tr