Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

GEÇEN Kasım ayında (16.11.1996) "Bandırma Vapuru ve 40 Bin Altın" başlıklı yazımıza "Allahınızı severseniz ortaya bir laf atın da sonra palavra çıkmasın" diye başlamıştık...
Bugün de aynı cümleyle başlıyoruz...
* * *
ÖNCE Atatürk'ü Samsun'a götüren Bandırma gemisinin "köhne" değil 236 metre boyunda, adeta bir transatlantik olduğununu söylediler, yutturamadılar, çünkü uluslararası resmi kayıtlar ortadaydı, geminin boyu 47 metreydi, hem batmış, sonra yüzdürülmüştü...
Arkadan Padişah Vahdettin'in, Mustafa Kemal Paşa'ya kırmızı bir kutu içinde 40 bin Reşat altını vererek Anadolu'ya gönderdiğini söylediler, bu da tutmadı. Çünkü 40 bin reşat altını 288 kilo ederdi, Atatürk, cep herkülümüydü ki, 288 kiloyu cebine koysun taşısın...
İmam hatiplilerin harp okullarına girmesi için Ecevit'e kanun tasarısını yutturduklarını, ama Cumhurbaşkanı Korutürk'ün veto ettiğini söylediler, ortada Meclis'in kabul ettiği öyle bir kanun yoktu ki veto edilsin...
* * *
MEŞHUR RP'li Şevki Yılmaz da geçen gün Star TV'de yine salladı, "Türkiye'de 2 milyon vesikalı kadın var" dedi. Bir hesaba göre on kadından biri vesikalıydı, bir hesaba göre de, her beş kadından biri...
Şevki Yılmaz, tepkinin büyüdüğünü görünce hemen çark etti:
"Dilim sürçmüş, ben 2 milyon değil 20 bin demek istedim!"
Bereket versin, bantta kayıtlı, yoksa "sürçü lisan"a bile sığınmadan "Ben öyle şey demedim!" diyecek..
Zaten lafı eveleyip, geveliyordu"vesikalı demek fahişe demek değildir!" demeye getirerek...
Dedik ya bunu hep yapıyorlar, önce bir atıyorlar, yersen, ne ala!
* * *
ŞEVKİ Yılmaz televizyonda Prof. Türkan Saylan'la tartışırken Bonn'un en büyük caddesinin adının Gottosweg, yani "Allah yolu" olduğunu söyledi, biz de dinledik, Allah şahid, yalan, yanlış söylediği aklımıza bile gelmemişti. Meğer söylediğinin aslı esası yokmuş, Oral Çalışlar açıkladı:
"Yalan, Bonn'da Allah adıyla veya Allah'tan türemiş hiçbir cadde adı yoktur. (Cumhuriyet / 16 Ocak 1997)
Meğer Şevki Yılmaz o konuşmasında yine endazesiz sallamış, telefon çaldı biz duyamadık, Gaziantep'teki "Kamil Ocak Stadyumu"nun adını "Şeyh Kamil"den aldığını söylemiş...
Güya bu "Şeyh Kamil" işgal sırasında Fransızlarla çarpışmış ve örtünme uğruna dağa çıkmış...
Fesüphanallah!
Hani bilmesek, tanımasak, biz de yutacağız...
Kamil Ocak, 1970'li yıllarda Gaziantep milletvekiliydi.
Demirel'in hükümetinde Gençlik ve Spor Bakanıydı, ya da Devlet Bakanı...
Gaziantep stadyumunun yapılmasında büyük emeği olduğu için stadyuma adı verildi, öyle şeyhlikle, meyhlikle ilgisi yoktu, zaten yaşı da tutmaz... Gaziantep 1918'de işgal edilmiştir, Kamil Ocak ise 1914 doğumludur, herhalde dört yaşında dağa çıkmamıştır.
* * *
YA Zembilli Ali Efendi ile Şeyhülislam İbni Kemal'i karıştırmaya ne buyurulur?
Hani Yavuz Selim, Mısır seferine giderken, Şeyhülislamın atından padişahın kaftanına çamur sıçramış, Yavuz, kendisini teselli etmiş, "Alimin atının sıçrattığı çamur, bize onur verir" demiştir.
Tarihe biraz meraklı olanlar bu hikayeyi bilir, Şeyhülislamın da İbni Kemal olduğunu... Oysa Melih Aşık'ın yazdığı gibi kendisine "ilahiyat mühendisliği" unvanını bahşeden Şevki Yılmaz'a göre, bu Şeyhülislam Zembilli Ali Efendi'dir!!!
* * *
YAZIYA başladığımız gibi bitirelim.
"Allahınızı severseniz, ortaya bir laf atın da sonra palavra çıkmasın!"
* * *
DİP NOTU: Dinsizin hakkından imansız, Şevki Yılmaz'ın hakkından da CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin gelir.
* * *
BİR not daha; önümüzdeki günlerde Tansu Çiller'i aklayan komisyon üyelerinden bakan olacakların başında Mahmut Yılbaş'ı görürseniz sakın şaşırmayın...