“Şekilcilik yapma!” derler... Nedir şekilcilik? Kimine göre bir jesttir, gerekli bir davranıştır, kimine göre gösteriştir, içi boş bir tepkidir.
Hepsi de doğru olabilir, örnekleri çoktur.
* * *
Hüseyin Cahit Yalçın, temyizi olmayan İstiklal Mahkemesi’nde yargılanırken, “Bu mahkemenin savcısı olmaktansa, sanığı olmayı tercih ederim!” demiştir. Yıllar sonra da bunu soranlara:
“Nasıl söyledim, sen onu bana sor! Ama söylemem gerekiyordu, söyledim!” demiştir.
Düşüncelerini yazmaktan yargılanan bir fikir adamının, bir yazarın “şekilciliği” böyle olur.
* * *
Lozan’da İngiliz delegesi Lord Curson’a biçimli bir koltuk verirler, İsmet Paşa görür, yerine oturmaz:
“O koltuğun aynısını isterim!”
İsmet Paşa, o koltuğu, kendisi için değil, devlet için istemektedir.
Onun için “şekilcilik”in de çok önemi vardır.
Başbakan Erdoğan’ın Davos’ta “Van minüt!” diyerek yaptığı “şekilcilik”, onun adeta simgesi olmuştur.
Doğru bulmayanlar olsa da, böyle bir davranış unutulmaz, dost da unutamaz, düşman da...
* * *
İsrail Büyükelçimiz Oğuz Çelikkol, böyle bir “şekilcilik” fırsatını kaçırmıştır.
Nasıl mı?
Birtakım dangalaklar onu çağırıp kapıda bekletirken...
Ne mi yapacaktı?
“Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin elçisiyim, kapıda ayakta bekleyemem” der, çekip giderdi.
Sonra garip bir oda, nöbetçi yatak odası gibi...
Elçiyi, portatif karyolaya benzer, “çekyat” denilen yatağın kenarına iliştirmişler, karşısına geçmişler, yukarıdan bakarak İbranice konuşuyorlar, bizim elçi de ne olduğunu anlamadan, “mütebessim”, dinliyor.
Peki, ne yapmalıydı?
Önce oraya oturmamalıydı.
Adam İbranice konuşurken, “Ben sizin dilinizi bilmiyorum, İngilizce konuşun ya da çevirmen çağırın” diyecekti.
Sonunda da odayı terk edip çıkacaktı.
Bunlar şekilcilik mi?
Diyelim ki “şekilcilik”, gerekli değil miydi?
* * *
Iğdır Belediye Başkanı, PKK ile ilişkisi olduğu iddiasıyla tutuklanıyor. Aynı iddiayla daha önce de bölgede tutuklamalar var. Belediye Başkanı tutturuyor:
“Bana kelepçe vurun!”
Arkadaşlarına vuruldu ya!
Dediğini yaptırıyor.
İşte size bir başka şekilcilik...
Adamın lehinde...
————
DÜZELTME: Pazar günkü yazımızda geçmiş darbeleri yazarken “12 Mart” darbesi, yanlışlıkla “12 Mayıs” olarak çıkmıştır. Düzeltiriz.