Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


AGAH Özgüç, Türk sinemasının "nüfus kütüğü"dür. Kim kaç film çevirmiş, kim hangi filmde kiminle oynamış, hangi film sansüre takılmış? Bunlar Agah Özgüç'ten sorulur.
Agah Özgüç'ün son kitabının adı:
"Türk Sinemasında Cinselliğin Tarihi" (x)
* * *
KİTAP 25 bölüme ayrılıyor:
"Türk sinemasında kadın kişilikleri / Türk sinemasında travestiler / Türk sinemasında fahişeler ve hayat kadınları / Kırsal kesimde şalvarlı erotizm / Türk sinemasında cinsel zorbalık / Striptiz sahnelerinde cinsellik / Türk sinemasında toplu sevişme / Türk sinemasında fetiş tutkular / Türk sinemasında lezbiyen ilişkiler / Türk sinemasında pronografi / Sosyal içerikli erotik filmler / Olgunluk çağını yaşayan kadınların erotizmi / Türk sinemasında cinsel fanteziler / Televizyon - sinema ilişkilerinde cinsel politika / Türk sinemasında erkekten dönme kadınlar / Mastürbasyon ve orgazm fantezileri / Türk sinemasında efemine tipler ve homoseksüel ilişkiler."
* * *
ELBETTE dünyanın her yerinde olduğu gibi "cinsellik"le "müstehcenlik" bir sayılmış ve sansürün makasına, hışmına uğramıştır.
Türk sinemasının, müstehcenlik yüzünden sansüre uğrayan ilk filmi, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Mürebbiye" romanından sinemaya aktarılan, Ahmet Fehim Efendi'nin yönetmenliğini yaptığı filmdir.
1919 yılında bu filme sansür uygulayan da kimdir bilir misiniz?
Fransız işgal kuvvetleri komutanı General Franchet d'Esperay'dır.
Çünkü madam Kalieta'nın canlandırdığı Fransız Anjel, Osmanlı konağındaki tüm erkeklerle yatağa girmektedir, Fransız general bunu hazmedemez!
* * *
TABİİ ondan sonra bizim sansürcüler daha ilginç (!) örnekler sıralarlar...
Mesela Attila İlhan'ın yazdığı bir senaryo sansüre takılır.
Senaryonun konusu şudur: "Tıp fakültesi öğrencisi, bir pavyon kadınıyla tanışır, konsomatris kadının desteğiyle, delikanlı fakülteyi bitirir, doktor olur, vefa borcunu bu kadınla evlenerek öder."
Sansür senaryoyu reddeder:
"Türkiye'de hekimler, pavyon kızlarıyla ilişki kuramazlar, hele böyle bir kadının hekime yardımcı olması geleneğe ve göreneğe uymaz."
* * *
SANSÜR bu saçma gerekçelerle filmleri yasaklarken 1974 - 1979 yılları arasında sinema afişleri hela duvarlarına dönüşüyordu; oynanan filmlerin adları şunlardı:
"Ah Deme Oh De / Ah Ne Adem Dilli Badem / Ayıkla Beni Hüsnü / Bana Beş Avrat Yetmez / Beş Dakikada Beşiktaş / Ben Armutu Dişlerim / Çalkala Yavrum Çalkala / Dam Budalası / Fırçana Bayıldım Boyacı / Hababam Git Hababam Gel / Hasan Almaz Basan Alır / Horoz Gibi Maşallah / İşte Kapı İşte Sapı / Kartal Pendik Gittik Geldik / Kokla Beni Melahat / Oh De Yavrum Oh De Şipşak Basarım / Şeftalisi Ala Benziyor / Tak Fişi Bitir İşi / Vur Tatlım Vur Davula Tokmağı / Ye Beni Mahmut / Şehvet Kurbanı Şevket."
* * *
İŞTE o yıllarda, sinemalarda bu filmleri seyredenler, şimdi bazı televizyonlardaki "talk - show" soytarılığıyla hasret gideriyorlar.
-------------
(x) Parantez Yayınları.



Yazara E-Posta: h.pulur@milliyet.com.tr