HERHALDE, 1924'te ölen Ziya Gökalp, 75 yıl sonra, hiç de ünlü olmayan bir "manzumesi"nin, 2000 yılına girmeye hazırlanan Türkiye'de, gündemin baş köşesine oturduğunu görse şaşırırdı. İstanbul eski Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mahkumiyetine, FP Genel Başkanı Kutan hakkında da, soruşturma açılmasına neden olan manzume - şiir değil - aslında Ziya Gökalp'in asıl fikirlerini yansıtmaz.
* * *
ZİYA Gökalp'i, şöyle böyle tanıyanlar bile, onun "Turan" ülküsünü bilirler:
"Vatan ne Türkiye'dir, Türklere, ne Türkistan,
Vatan büyük ve müebbed bir ülkedir:
Turan!"
Neresidir Turan?
Batı'da Tuna'dan Doğu'da Sarıdeniz'e kadar uzanan bir ülkedir... Gökalp'in deyişiyle "Ne Hint'tedir, ne Çin'de / Türk ruhunun içinde"
* * *
1912 Balkan Savaşı yenilgisi ve Balkan ordularının İstanbul kapılarına dayandığı günlerde, Türklerin tarif edilmesi güç aşağılık duygusuna kapıldıklarında, Ziya Gökalp onlara "Turan ülküsüyle yeni bir çıkış yolu, yeniden doğuş ve kurtuluş duygusu" vermiştir.
* * *
ZİYA Gökalp, bir klasik anlamda düşünür müydü?
Şevket Süreyya "Hayır!" der ve ekler:
"Ama düşünce gelişmemizde bir merhaleydi, bir aşamaydı, kendisinden bekleneni verdi."
Evet, Ziya Gökalp, "düşünür" değildi. Ama, Osmanlı tarihinde, herhangi bir fikir ve bilim hareketine damgasını vurup, adı yurt sınırlarını aşan düşünce ve buluşlarıyla dünya fikriyatına katkıda bulunan tek düşünür yetişmiş midir?
Güya Tanzimat Devri, Batı'ya açılan ilk penceredir.
Şevket Süreyya, "O yıllar Batı'da uyanış devri olduğu halde, Batı'nın fikir eserlerinden bir teki bile sınırlarımızdan içeriye sokulmamış, dilimize çevirilmemiştir" der.
* * *
ZİYA Gökalp, bir dava ve ülkü adamıdır, "Turan" ülküsü, o devrin, yılgın, ezik Türkleri için bir ülküdür, idealdir, kurtuluş yoludur.
Turan ülküsünün bilimsel yanı nedir, Turan ülkesi neresidir, sınırları nerede başlar, nerede biter, halkları kimdir, nüfusu kaçtır, sorunları nedir?
Bunlar bilinmez, ama "Turan" öyle bir efsanedir ki, onun sayesinde, Osmanlı imparatorluğunun içinde olduğu yenilgi ve aşağılık duygusundan Türkleri sıyırır, kurtarır, hedefi gösterir: Turan!
* * *
"TURAN" bir masal ülkesiydi ama, Ziya Gökalp 1924'te öldüğü zaman, masal, bir ülke değil, yeni bir vatan, yeni bir memleket anlayışı, yüce bir önderin kurduğu bir ülke vardı.
* * *
VE ne yazık ki, bugün Ziya Gökalp, 1999 Türkiye'sinde "Türkçülüğün Esasları"yla değil, onun fikriyatını tam yansıtmayan bir "manzume" ile siyaset meydanında konuşuluyor.
Ziya Gökalp'e, bunu layık gördük.
Halbuki, bir kuşak, Birinci Cihan Savaşı'nın yılgın kuşağı, onun "Turan"ına ulaşmak için dağları, çölleri aşıyordu.
"Suyu Arayan Adam"lardı onlar.
Yazara E-Posta: h.pulur@milliyet.com.tr