15.02.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:
Yalçın Doğan
Felaketleri kendi elimizle hazırlamakta üstümüze yok!.. Yine salt siyasal karar, yine israf, yine diz boyu akılsızlık!..
Bir ay kadar önce, Çevre Bakanlığı ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Genel Müdürlüğü, bir karar alıyor:
"Amik Ovası'na, Hatay Havaalanı yapılmasına..."
Kararın arkasındaki teknik sakıncalara ve siyasal baskılara bakıldığında, insana "insaf" dedirten bir tablo çıkıyor ortaya.
1998 yılında Hatay Valiliği Amik Ovası'nda havaalanı yapılmasına izin verilmek üzere, Çevre Bakanlığı'na başvuruyor.
Daha ilk toplantıda ilgili kuruluşlar, (Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, DSİ) buna karşı çıkıyor. Kaldı ki, iki yıl önce Ulaştırma Şurası'nın bir kararı var. "Her ile havaalanı yapılması israftır, bundan kaçınılması gerekir" yönünde.
Ayrıca, Çevre Bakanlığı Çevre Koruma Genel Müdürlüğü de, olumsuz görüş bildiriyor. Bunun dışında, Genelkurmay ile Orman Bakanlığı da, değişik gerekçelerle, Hatay Havaalanı'na karşı çıkıyor.
Bütün bu eleştirilerin yanı sıra, hayati tehlikeye dikkat çeken bir başka rapor var. Raporu isteyen de, Hatay Valiliği İl Özel İdare Müdürlüğü. Göçmen kuşlarla ilgili raporda şöyle deniyor:
"Amik Ovası dünyanın en yoğun kuş göçlerinden birine sahne olmaktadır. Kuş göçleri, ilkbahar ve sonbaharda, toplam beş ay boyunca uçaklar için son derece ciddi tehlike oluşturmaktadır."
Hani, uçak kazalarında zaman zaman gördüğümüz "kuşlar, uçağın motoruna girdi ve uçak düştü" olayları. İşte, buna karşı uyarı!..
Ne var ki, Ocak 2001'de ÇED Genel Müdürlüğü'ndeki toplantıya, her partinin Hatay milletvekilleri de katılıyor ve havaalanı izni veriliyor.
Havaalanı yapılır ve günün birinde, kuşlar nedeniyle bir uçak düşerse, bunun adı cinayet değil de, ne?..
Kaldı ki, Türkiye'nin çeşitli illerine yapılan havaalanları pek işe yaramıyor. Onların çoğu siyasal yatırım. Çoğu kullanılmıyor!.. Örnekleri ortada. Üstelik, Hatay'da gereksiz. İskenderun'u Hatay'a bağlayacak otoyol bitmek üzere. Bir buçuk saatte, Hatay'dan Adana'ya gitmek mümkün. Bugün, İstanbulluların Atatürk Havaalanı'na aynı sürede gittiği düşünülürse...
Buna bir de, çevre açısından, Amik Gölü'nün ölümü eklenirse...
Bunlara rağmen, "yapılsın" kararı!.. Pes!.. Bu cinayeti önleyecek bir yetkili yok mu Ankara'da?.. Yok mu?..