Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Önceki gün Ankara’da trafik birden bire yoğunlaştı. ABD Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’nı aniden ziyaret edince ortalık karıştı. Piyasalar çalkalandı. Siyasi çevreler bu ziyareti ABD’nin Irak’a müdahale etmeden önce Türkiye’den yardım "talebi" olarak niteledi.
Daha sonra resmi açıklamalarla kaygılar dağıtılmaya çalışıldı. ABD Büyülelçisi Türkiye’nin daha önce talep ettiği bazı askeri malzemelerin Washington tarafından kısa sürede onaylanacağı bildirdiğini açıkladı. Diğer bir açıklama da; çankaya’daki zirvenin Yüksek Askeri Şura öncesi bir genel değerlendirme yaptığı oldu.
Açıklamalar ne olursa olsun, yurtdışındaki basın Irak operasyonun gözüktüğünü gösteriyor. ABD Irak’ta rejim değişikliğini hedefleyen bir müdahalede bulunmak istiyor. Ancak böylesi bir müdahale yeterince uluslararası destek görmüyor. Ürdün, İngiltere ve Rusya gibi ülkeler müdahaleye karşılar. Filistin’deki sıcak gelişmeler dinmeden ve Türkiye’de istikrar sağlanmadan riskleri yüksek buluyorlar. Üstelik Irak içinde ciddi bir muhalafet de belirmiş değil.
Türkiye’nin bu operasyona karşı olmasının üç nedeni var: Birincisi, malum bölünmüş Irak kaygısı. Ancak buna ne denli karşı olursak olalım, Batılı güçler aynı duyarlılığı göstermiyor. Türkiye arzu etmediği bir sonuçla karşı karşıya kalırsa şaşmayalım.. İkincisi, siyasi dengeler bu denli kırılgan hale gelmişken müdahalenin yaratacağı sakıncalar. Üçüncüsü de, ekonomik dengeler henüz tam olarak istikrara kavuşmamışken ekonomik programın sıkıntıya girmesi.
Programın ne denli sıkıntıya gireceği operasyonun tarihine ve süresine bağlı. Kısa sürerse olumsuzluk azalacak, ancak uzun sürerse dengeler ciddi olarak bozulacaktır. Türkiye savaş içinde yer almasa bile (ki bu olasılık da vardır) program özellikle turizm, kamu harcamaları bakımından darbe yiyecektir. Turizmin daha az hasar görmesi müdahalenin kışa doğru olmasına bağlı. Ancak bu durumda bile 2003 yılı turizmi baltalanacaktır. Bu da döviz dengelerini ciddi biçimde etkileyecek, kur yükselecektir. Tabii faizler de. Borsa ise düştüğü dibin dibini arayacaktır!
Savaşın ikinci olumsuz etkisi iç tüketim üzerinde olacaktır. Özellikle dayanıklı tüketim malları harcamaları ertelenecek, durgunluk artacaktır. Keza yatırımlar. Onlar da bıçak gibi kesilecektir.
Özel harcamalar azalırken, kamu harcamaları ister istemez (askeri nedenlerle) artacaktır. Bu da faiz dışı bütçe fazlası hedefini zorlayacaktır. Hükümet belki ek destek isteyecek, ve tabii bu karşılanacaktır. Ancak bu destek kredi değil, yardım olmalıdır. ABD yarattığı sıkıntının bedelini mutlaka ödemelidir.
Büyüme olumsuz etkilense bile enflasyon konusunda tam emin değiliz. Ortaya çıkan durgunluk belki de enflasyon hedefini olumsuz etkilemez. Ancak döviz dengeleri kuşkusuz olumsuz etkilenecektir.
Özetle, savaşa girelim girmeyelim, sınırlarımızda olacak bu operasyon ekonomik dengeleri bir hayli olumsuz etkileyecektir.