Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hayırlı bayramlar! Gazetelerde bayramlar üzerine yazı yazmak adetten oldu. Her bayram birçok yazar nostaljik biçimde eski bayramları yad ediyor. "Nerdee o eski bayramlar" diyerek yakınmayan kalmadı neredeyse. Sanki eski bayramlarda sağa sola tatile gitmek vardı da. Geçenlerde otuzlu yaşlarda bir genç bile televizyonda "eskiden bayramlar" diye konuşmaya başlayınca anladım ki, bu artık bir retorik olmuş.
Bir iktisatçı olarak bu retoriği değiştirebiliriz; mesela bayramların ekonomiye etkisini tartışabiliriz. Hatta eski bayramların farklı etkilerini.
Her ülkenin özel günleri vardır. Bunların bazıları alış-veriş gerektirir. Batı’da yeni yıl, Noel gibi özel günler alışverişi hızlandırır. Bizde dini bayramlar. Çünkü hediyeler alınır. Böylece paranın dolaşım hızı artar. Bu alışveriş bir ölçüde fiyatlarda kıpırdanma getirse de, paranın dolaşım hızı artarsa bu etki sınırlı kalır. Bayramlık denilen kavram giyimi çağrıştırır. Yiyecekler, eğlence ve kültür ise ikinci sıradadır.
Son yıllarda kentleşme kültürümüze de önemli değişimler getirdi. Özellikle büyük kentlerde bayramlar farklılaştı. Bizim memleketimiz olan Kandıra’da herkes birbirini tanır. Küçük yerdir. Tüm akraba eş dost ziyaret edilebilir. Ancak büyük kentlerde bayramlaşma için hem mesafe sorunu var, hem de eş dostun o diyarda bulunma gereği.
Kısacası, son yıllarda orta kesimin bir kısmı ile üst gelir grupları bayramları tatil olanağı olarak görmeye başladı. Bu da şu demek: Üst gelir grupları bayramlarda alışveriş yerine turizmi yeğliyor. Hatta gelir grubu yüksekse dış turizm, biraz daha orta düzeydeyse iç turizm yeğleniyor. Mamafih, küçük kentlerde bayramların hâlâ bir alışveriş vesilesi olduğunu belirtelim. Ülkemizde halkın çoğu bayramları eski düzende sürdürüyor. Bayram öncesi ihtiyaçlar bayrama ertelenerek gideriliyor. Bu da bayram öncesi ve sonrası ticaretin gevşemesine neden oluyor.
Genellikle bayram önceleri piyasada faizlerin yükselmesi beklenir. Artan para talebi, yani nakit ihtiyacı faizlerde şişmeye neden olabilir. Ancak Merkez Bankası emisyon hacmini geçici olarak genişleterek bunu giderir. Yine piyasada bir başka beklenti döviz kurunun düşmesidir. Malum, döviz tasarrufçusu dövizini satacak ve alışveriş yapacaktır. Ya da bayramda harcayacaktır. Oysa bu bayram her ikisi de görülmedi. Piyasada para zaten bol. Üstelik Merkez Bankası parayı bollaştırmak bir tarafa, fazlasını çekmekle meşgul. Dövizde ise gerçekten satıcılı bir hava vardı. Ama bu seçimden bu yana sürüyordu. Nitekim, sonunda MB devreye girdi ve bu aşırı düşüşe son verdi.
Önem gereken konu şudur: Bayramlarda artan harcama trendinin ne kadarı mevcut gelirden, ne kadarı da birikimlerden, yani tasarruflardan sağlanmaktadır?.. Bu gelir grubuna bağlıdır. Zenginleşme arttıkça bu tür harcamalar tasarrufları etkilemez. Ancak göreli olarak dar gelirli bir ailenin bayramlık harcamaları tasarruflarında büyük gedikler yaratabilir.
Yaz bayramlarının turizme katkısı sınırlı olmakta. Ne de olsa zaten tatil yapılıyor. Ancak kış bayramları, hele hafta sonu ile birleşirse, ciddi etkiler yaratıyor. Bu bayram ise, ülkede orta sınıf çökmeye başladığından, biraz alışveriş, biraz da iç turizm arttı. Ancak sadece biraz!