Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Irak’a müdahalenin ciddiyeti kavranınca bizde tedirginlik yarattı. Oysa Amerika’da bu konu uzun süredir gündemdeydi. Aslında Afganistan’a askeri harekat başladıktan hemen sonra, Irak’ta kalıcı bir çözüm için ABD’de çeşitli değerlendirmeler başlatılmış, Türkiye’nin gerçek ağırlığı da o anda belirmişti. Aldığımız krediler belki de bunun peşin ödenen mükafatıydı.. Şimdi de külfeti görünüyor. Bu bakımdan önümüzdeki günlerdeki gelişmeler son derece önemli.
Öncelikle şunu belirtelim: Irak’a müdahalenin yapılıp yapılmayacağını kesinlikle bilmiyoruz. Ama güçlü bir olasılık olarak değerlendiriyoruz. Üstelik, hiçbir gelişmenin olmaması halinde bile ekonomi tahribat görecektir. Çünkü, Irak’taki rejimle Batı’nın gerginliği bölgenin riskli konumunu artıracaktır. Nitekim, geçen hafta bunu algılayan yurtdışı yatırımcılar da satışa geçti. Piyasalar da dalgalandı. Ve yatıştırılmadığında bunun süreceği anlaşıldı.
Irak’a müdahalenin etkilerini değerlendirebilmek için ise birtakım gelişmeleri görmek gerekiyor:
1) Müdahale tam olarak ne zaman başlatılacak,
2) Ne kadar uzun sürecek, ve
3) Türkiye aktif olarak yer alacak mıdır? Hatta müdahale hangi cepheden başlatılacaktır?
Irak’a müdahalenin hemen olmayacağını düşünüyoruz. Bu en erken yaza doğru olabilir. Çünkü ne mevsim askeri harekata uygundur, ne de uluslararası diplomatik hazırlıklar tamamlanmıştır. Müdahalenin ne kadar süreceğine gelince.. Eğer sonbahardan sonra başlar ve kısa sürede sonuçlanırsa, olumsuz etkiler azalacaktır.
Ancak bu kez Türkiye’nin aktif olarak katılması istenebilir. Türkiye de ileride dışlanmamak veya bir "emrivaki (fait accompli) jeopolitik durumla" karşılaşmamak için (istemeyerek de olsa) sürece katılabilir. Oysa komşu ülkeye alenen müdahale uzun vadade hiç de hayırlı olmaz. Bu nedenle Türkiye bir çıkmazdadır.
Ekonomiye dönersek.. Henüz bir fidan özelliği taşıyan Türk turizmi büyük hasar görecektir. Faizde ve dövizdeki dalgalanmalar iç tüketimde daralmaya, talepteki düşme de üretim ve vergi kayıplarına neden olacaktır. Bu, kamu finansman dengesini olumsuz etkileyecek, bütçe büyük olasılıkla tutturulamayacaktır. Nihayet, iç borcun çevrilmesi zorlaşacaktır.
Turizmin yanı sıra, işçi dövizleri, sıcak para, alınan ticari krediler ve doğrudan yabancı sermaye gelirlerine sekte vurulacak, kısa vadede ülkede döviz dengeleri olumsuz etkilenecektir. Durgunluk ithalatı düşürse bile petrol fiyatlarındaki yükseliş faturayı yükseltecektir. Bütün bunlar son derece tatsız gelişmeler. Üstelik tam da krizden sonra bir toparlanma başlarken.
Ecevit Amerika’yı ziyaret ettiğinde kritik konu Irak’tı. Dışişleri Bakanı Colin Powell ve Hazine’nin iki numaralı adamı John Taylor’ın ziyaretlerinin ardından ve Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin de bölgeye gelmesi işin ciddiyetini gösteriyor. Durumu anlayan Ecevit Saddam’a bir ikazda bulunmak istedi. Ama nafile. Saddam aynı Saddam ve Bağdat bahçelerine yine bomba yağacak gibi görünüyor. Fakat, bilinmeli ki, atılan her bomba bizde de ekonomik hasarlara yol açacak.