Ekonomik dengeler yurtiçindeki siyasal veya yurtdışındaki ekonomik gelişmelerden olumsuz etkileniyorsa, dengeler tam olarak yerine oturmamış, kırılganlıklar sürüyor demektir. Daha açık bir ifadeyle, hükümetin görevden ayrılması, Başbakan’ın hastalanması veya bir bakanın istifası, yahut da seçime gidilmesi piyasalarda kaygı yaratıyorsa, hassas dengeler sürüyor demektir.
Dünyada her gün çeşitli ekonomik gelişmeler oluyor. Malum dünya ekonomisi artık küreselleşti. Küçük ülkelerdeki olumsuz gelişmeler büyükleri pek etkilemese de, Amerika gibi büyükler tüm dünyayı etkiliyor. Mesela son aylarda Amerika’da gerçekleşen muhasebe ve denetleme skandalları Amerikan borsalarını vurduğu gibi tüm dünya mali piyasalarını da etkiledi. Öte yandan, Arjantin’deki kriz Fransız ekonomisini hiç etkilemedi.
Zaman zaman siyasal gelişmeler de etkili oluyor. 11 Eylül, Afganistan’a çıkarma gibi gelişmeler küresel etkiler bırakıyor. Öte yandan bölgesel siyasal gelişmeler de etkili oluyor. Henüz Amerika Irak’a müdahale etmese de Türkiye bundan etkilenmeye başladı bile. Müdahale sürecinde ise bu etkiler herhalde çok büyüyecektir.
Aslında son aylarda yaşadığımız ama farkında olmadığımız gelişmelerden biri de Brezilya ekonomisinin sıkıntıya girmesiydi. Malum ekim ayındaki başkanlık seçimlerinde gerek kamuoyu araştırmaları, gerekse halkın doğrudan ifadesi solcu adayların daha şanslı olduğunu gösteriyor. Özellikle de, de Silva’nın. Ancak solcuların daha önce borçlarla ilgili kaygı verici demeçleri mali piyasaları ürkütmüş, böylece sermaye kaçışları başlamıştı. Dövize olan taleple Brezilya reali de birkaç kat değer kaybetmişti.
Brezilya’daki sol bunu hemen telafi etmek için mevcut politikaların süreceğini açıklasa da, cin bir kere şişeden çıkmıştı. Borç dinamiği bozulmuş, sıkınıtılı bir ortama girilmişti. Şimdi IMF 30 milyar dolar krediyle yeniden işleri rayına koymaya çalışıyor. Yani kesenin ağzı açıldı. Tabii koşulsuz değil.
Türkiye’de de piyasaların bu süreçten bir hayli etkilendiği anlaşılıyor. Pek de farkında olunmadan. Yukarıdaki grafikte 2030 yılı vadeli Türk ve Breziya eurobonoları görülüyor. Her ikisi de mayıs ayı itibariyle düşmeye başlamış. Oysa bizdeki bu gelişmeyi tamamiyle Başbakan’ın hastalığına bağlıyorduk. Oysa Brezilya’daki sıkıntının Türk mali piyasalarına nasıl bulaştığı açık açık görülüyor. Temmuz ayında Türkiye’de bir durulma gözlenirken, her iki ülkede de IMF yardımıyla beraber bono fiyatları yükselmeye başlamış. Açıkçası, nezle olmamızın bir nedeni de Brezilya’nın grip olmasıymış.
Brezilya şimdi düzeliyor. Ama önceki gün ekonominin patronu Devlet Bakanı Derviş görevinden istifa etti. Ancak bu da tedirginlik yaratmamalı. Çünkü bu bekleniyordu. Biz bu nedenle piyasaların pek etkileneceğini sanmıyoruz. Kaldı ki, ekonomi yönetimi, yani bürokrasi görevinin başında, program da belli bir mesafe almış durumda. Özetle, kırılganlıklar olsa da, yakın vadede kaygıya gerek yok.