Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Arjantin'de ekonomiden sorumlu bakan Domingo Cavallo önceki gün Devlet Başkanı de la Rua'ya hükümetin diğer üyeleriyle birlikte istifasını sundu. Başkan da Cavallo'nun istifasını diğer bazı bakanlarla beraber kabul edeceğini açıkladı. Doğrusu da buydu. Çünkü Arjantin'in içinde bulunduğu ekonomik kaos, bugüne dek uygulanan programdan kaynaklanıyor. Programın mimarı da, kaptanı da Cavallo olduğuna ve çöktüğüne göre istifası da normal. Kaldı ki, yeni bir program ancak yeni bir kadro ile kredibilite sağlayabilir.
Ancak kabak sadece Cavallo'nun başına patlamamalıdır. Yani tüm sorumluluğun Cavallo'ya yüklenmesi haksızlık olur. Nihayetinde bir ekonomik programı hazırlayan ve yürürlüğe koyan tek başına bir bakan değil, tüm hükümettir. Başarısızlığı da sadece tek bir bakan değil, tüm hükümet paylaşmalıdır.

Arjantin'e ne oldu? Bunu anlamak için gelişmekte olan ülkelerin talihsiz öyküsünü iyi bilmek gerekiyor. Gelişmekte olan ülkeleri iki olgu finansal krizlere sokuyor.
Bunlardan ilki; cari açıklar. Eğer bir ülkede döviz açığı varsa ve kur esnek değilse, bir süre sonra kur üzerinde baskı oluşmaya başlıyor. Bu baskı sermaye kaçışına neden oluyor ve kur çöküyor. Yani devalüsyon kaçınılmaz hale geliyor. Bundan korunmanın iki yöntemi var; birincisi, sermaye akımlarının bazı vergilerle düzenlenmesi; ikincisi de kalıcı bir çözüm olan dalgalı kura geçilmesi.
Gelişmekte olan ülkelerin ikinci sorunu yüklü borçlar. Yılların biriktirdiği kamu açıkları yüklü bir borç yapısı oluşturuyor. Bunun da atlatılması adeta olanaksızlaşıyor.

Arjantin her iki sorun konusunda çözüm üretememiş bir ülke. Arjantin 1980'li yıllarda hiperenflasyona varan fiyat istikrarsızlıkları yaşıyordu. 1991'deki Konvertibilite Planı, yani katı kur politikası ile (pesoyu dolara eşleştirerek) enflasyonu yendi. Ancak bu kez ihracatındaki sorunlar yoğunlaştı. Hele hele Meksika devalüasyonundan sonra işler daha da dayanılmaz noktalara geldi. Ve nihayet Brezilya realinin dalgalanmaya bırakılması bu sıkıntılara tuz biber ekti.
Konvertibilite Planı Arjantin'de dolarizasyonu yavaşlatmamış, hızlandırmıştı. Bu da faizleri ve dolayısıyla iç borçları yükseltmişti. Bunun karşılığında IMF bütçede ciddi bir disiplin istedi. Ve Arjantin kur ile bütçe cenderesinde durgunluk sendromundan kurtulamadı. Arjantin'in asıl sorunu bir türlü büyümenin doğmamasıydı. Planın uygulandığı ilk dönemde işler iyiydi, ama sonra bozuldu.



Cavallo'nun programına IMF tam destek vermişti. Cavallo da ilk döneminde (1991 - 1996) IMF ne dediyse yaptı. Bugün bizde yapılan tüm yapısal reformlar Arjantin'de tamamlanmıştı. Ama yetmedi. Başka ülkeler devalüasyon yaparken, kuru koruma çabası bulaşma (contagion) dediğimiz olayı yarattı. Cari açıklar büyüdü. Kriz oluştu. Keşke başından kur dalgalanmaya bırakılsaydı.
Bu acı sondan sonra yeni bir başlangıç bu borç düzeyiyle nasıl çıkacak? Kuşkusuz enflasyonu yenmeye çalışan bu ülke ağır devalüasyonla enflasyonu yeniden yaşayacak. Ama belki yeni bir kaptanla, - değerli bir ekonomist olan Miguel Kiguel'le (?) Ve yeni bir stratejiyle. Ama kuşkusuz çok acı çekecek.!