Bundan 25 yıl önce "Çırpınırdı Karadeniz" türküsü çalmaya başladı mı, radikal solcuların sigortaları atardı. Türkünün solcusu, sağcısı olur mu, demeyin. O zamanlar vardı. Zaten o nedenle geldik bugünlere. Bugünlerde de bazılarının "kur çok dalgalanıyor" dendikçe sigortaları atıyor. Oysa, adı üstünde: "dalgalı kur". Dalgalanacak tabii.
Teker teker gidelim. Önce, dalgalı kur deneyimimiz eksik. Sık sık hata yapıyoruz. Bazılarımız dalgalı kurda istikrar bekliyor. Oysa dalgalı kurun özü serbestçe esnemesidir. Bazıları da kur tahminleri yapıyor. O da yanlış. Dalgalı kurda tahmin yapmak karanlıkta ateş etmek gibidir. Çok iyi hedef alınsa bile, tutturulamaz. En iyi olasılıkla yakına isabet ettirilir.
Dalgalı kurda enflasyon hesabı yapılmaz. Reel kur hesabı yapılmaya kalkılırsa, tam dalgalı kur uygulanmıyor, demektir. Dalgalı kurda esas enflasyon değil, arz ve taleptir. İhracat, işçi dövizleri ve turizm döviz arzı sağlar. Bir de bu aralar başladığı gibi yabancıların yatırımları var.
İşin talep tarafına gelince. Tabii en başta ithalat geliyor. Şu ara özel bir arz fazlalığı bulunmasa da, ithalat talebi çok zayıf. Kur da bu nedenle düşüyor. Bunu gören bankalar da kenarından köşesinden pozisyon açıyorlar. Yani döviz alacaklarından çok döviz borçları bulunuyor. Bu riski alan bankalar ise tedirgin. Tekrar çıkmasın diye oyuna başladılar. MB ve BDDK da bundan rahatsızlık duyuyor.
Buradaki sorun şu; bankalar hep birden pozisyon kapatmaya kalkarsa ne olacak? Batacaklar tabii. Çünkü kur birden fırlayacak. Enflasyonda sağlanmaya başlanan istikrar da suya düşecek. İşte bu nedenle MB her ay piyasadan 400 milyon dolar çekerek, kurun çıkışını kontrollü biçimde oluşturmaya çalışıyor.
MB’nin elindeki bir başka araç da faizi düşürmek. Çünkü gerçekten TL üzerindeki faiz o denli yüksek ki, yatırımcılar TL’yi yeğliyor. Ancak, faizin düşmesi konusunda MB gayet temkinli. Birden bire faiz indirimine giderek enflasyon beklentilerini azdırmak istemiyor. Sık sık ve küçük oranlarda indirimlerle en doğru stratejiyi uyguluyor. Çünkü, MB’nin mesajı çok net: "Önce enflasyon!".
Durum belli. Bankaların açık posizyon taşıması doğru değil. Ciddi bir risk. Ama MB bu hata nedeniyle müdahale edip, bankaları cezalandırırsa daha kötü. Çünkü zaten sıkıntıdalar. Bunu bilen otorite şimdilik sadece sert biçimde ikaz ediyor. Doğrusu da bu. MB ne kurun düşmesini, ne de birden bire çıkmasını istiyor. Kısacası MB mevcut dengeden gayet memnun.
Birçok meslektaşımızın da belirttiği gibi, kur ekonomik canlanma ile yükselecek. Bunun da kaynağı ithalat olacak. MB ise önce enflasyon beklentilerinin kırılmasını bekleyecek, sonra da faizi düşürecek. Bir yandan düşük faiz, diğer yandan MB’den gelen döviz talebi, ithalat için döviz talebiyle birleşince, kur da tırmanacak.. Ve tabii dalgalanarak. Yahut da çırpınarak.
(Not: Hatırlatalım: İllaki döviz kurlarında denge arayanlar için Finansbank’ın dün başlattığı forward döviz - alış fiyatları önerilebilir)