Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen ay kimse farkına varmadı, ama Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) engellilerle ilgili bir araştırmayı başlattığını açıkladı. Bu bir ilk. Ancak DİE bu araştırmayı tek başına yapmıyor. Devletin resmi bir kuruluşu olan Özürlüler İdaresi Başkanlığı ile birlikte yapıyor. (Dikkat ediniz; devlet de "özürlüler" sözcüğünü kullanıyor, "engelli" değil!) Ve ne ilginçtir ki, araştırma kararı mayıs ayında alınmış ama ancak aralık ayı başında başlatılabilmiş.Yine de çok önemli bir girişim. Sanıyoruz, bir süre önce kurulan bu idare önce engellilerin bir envanterini görmek istiyor. Çünkü araştırma ülkenin yedi bölgesinde toplam 120.485 hane halkı üzerinden planlanıyor.Bir yandan hane halkı hakkında birtakım genel bilgiler elde edilecek, diğer yandan da engellilerin topoğrafyası çıkarılacak. Hane halkına yaş, cinsiyet yapısı, eğitim durumu, medeni durum, eşlerle akrabalık dereceleri, çalışma durumu, varsa bağlı olduğu sosyal güvenlik kuruluşu, hastalık ve ruhsal sorunları ile engellilerle ilgili sorular sorulacak.Öte yandan, toplumdaki engellilik oranı, bu engellilerin yaş ve cinsiyet dağılımı, doğuştan engelli olanların nedenlerine göre dağılımı, yahut da sonradan oluşan engelin meydana geldiği yaş, bu engellilerin medeni durumları, eğitim ve sosyal güvenlik durumları, cihaz kullanma oranları veya hizmetlerden yararlanma oranları ile yaşadıkları güçlükler ve nihayet ailenin ve çevrenin tutumları, gibi birçok bilgi edinilecek. Kısacası araştırma ülkemizde engelliler hakkında kapsamlı bir topoğrafya çalışması olacak.Dünyada 500 milyon engelli olduğu söyleniyor. Hatta daha da yüksek rakamlar bile telaffuz ediliyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde oranın daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Ancak engellinin tanımı değiştiğinden kesin biçimde oran belirlenemiyor. Üstelik bu ülkelerde engellilerin yaşaması da çok zor. Yetersiz olanaklar nedeniyle çileleri katlanıyor. Yetkililer ülkemizde 6.5 - 7 milyon civarında bir engelli nüfusun olduğunu ifade ediyorlar. Çünkü kaba tahminler yüzde 10 civarında engelli nüfusun olduğunu gösteriyor.Ülkemizde engelliler için olanakların son derece ilkel bir düzeyde olduğu malum. Yedi milyona varan, belki de aşan bir nüfusa hizmet etmeyen bir devlet düşünülebilir mi? Hatta onları yok sayan! Hele hele programında engellilere ön sıralarda yer vermeyen bir sosyal demokrat parti düşünülebilir mi? Dahası, bu siyasi partinin Mecliste hiç engellilerle ilgili bir önerisi, ya da eleştirisinin olmaması acaba nasıl karşılanır?Engellilerle ilgili girişimlerde geç kaldık. Ne devlet, ne de siyaset engellilerle uzun yıllar ilgilenmedi. Devlet özürlülerden gecikmesi için özür dilemeli! Şimdi, AKPnin Meclise taşıdığı engelli temsilciler ise olumlu bir başlangıç. Ancak bu alandaki çalışma ve çabaları hızlandırmalıyız. Umarız, DİEnin araştırması süratle tamamlanır. hgunes@milliyet.com.tr Özürlü mü demeli, engelli mi? En azından şunu biliyoruz ki, sakat demek yanlış. Özürlü demek de sanki bir kabahat dolayısıyla özür dileniyor izlenimini veriyor. Bu nedenle en iyisi "engelli" demek.