Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Öncelikle Ecevitin sağlık durumu yerine, başbakanlıktan ayrılmasını değerlendirmek daha doğru. Kuşkusuz bu koalisyonun amalgamı (tutkalı) Ecevit. Gerek siyasal deneyimi, gerekse özenli davranışlarıyla hükümeti bugünlere Ecevit taşıdı. Arada karşılaşılan yol kazaları koalisyonun dayanışmasını artırsa da, o, bu kazalarda uyumun bozulmaması için büyük özen gösterdi. Bu nedenle bu hükümetin Ecevitsiz sürmesi zor görünüyor.Ecevitin başbakanlıktan ayrılmasıyla diğer ortakların, özellikle MHPnin koalisyonda kalıp kalmayacağı, veya hangi koşullarda kalacağı, belirsizdir. Bırakınız ortakları, DSPnin içinin bile ne hale geleceği belli değildir. Bütün bunlar bir erken seçime bile yol açabilir, kaygıları hayli egemen. Böylece programa darbe iner, ya da toplum isteksiz olduğu seçenekler arasından olumsuz bir tabloyu oluşturabilir. Çok erken bir seçim, yani ekonomide taşlar yerine oturmadan yapılır ve sandıktan olumsuz bir tablo çıkarsa, bu elbette hiç iyi olmaz. Ancak bu hükümetle de toplumda sürekli bir umut erozyonu oluşuyor. Vatandaş sisteme güvenini yitiriyor. Kaldı ki, koalisyon ortakları arasında bile gelecek yıl bir seçimin olması değerlendiriliyor.Önümüzde üç seçenek bulunuyor: Birincisi, Ecevitin ayrılma kararına rağmen, bir formülle hükümetin devamı. Belki de Ecevit bunu tasarlıyordur. Böylece piyasalarda geçici bir dalgalanma yaşansa da, program sürer. İkincisi ise, koalisyonda uyumsuzlukların başgöstermesi olasılığıdır. Bu durumda ekonomi yönetimi dirayet gösterir ve programa sahip çıkarsa, az bir hasarla program sürer. Ancak uyumsuzluklar hükümetin dağılmasına kadar varırsa, program suya düşebilir. Ve eninde sonunda, şu veya bu biçimde yeni bir hükümet oluşur. Ekonomik kriz bir insan hastalığına benzer. Hasta ağırken en ufak darbe hastaya çok sıkıntı verir. Hasta iyileştikçe, yaralar düzeldikçe, risklere karşı zaafiyetler de azalır.. Mesela Telekom krizi geçen yıl değil de, şimdi çıksaydı, hasar çok daha az olurdu. Kur çok daha az oynardı. Benzer bir uyumsuzluk gelecek yıl çıksa, belki hiç etkilenme olmaz. Ekonomik kırılganlıklar azaldıkça, siyasal dalgalanma ve çalkantıların etkisi de azalacaktır. Dolayısıyla sabretmekte yarar var. Bize kalırsa, olağanüstü bir gelişme olmazsa, sonbaharda kırılganlıklar büyük ölçüde ortadan kalkmış olacağından, siyasal çalkantılar risk olmaktan çıkacaktır.Ekonomide oluşabilecek en büyük risk, izlenen sıkı maliye politikasında gevşeme olabilir. Gerçi bu konuda alınan önlemlerle hükümetin alanı daraltılmış, yani riskler azaltılmıştır. Ancak, riskler oluştukça bu, faizlere değil, kura yanısıyacağından, artan ihracat olarak sisteme geri dönecektir. Özetle, tedirginliğe değil, az daha sabra gerek var. Sonra... Ne olursa olsun, pek farketmez! hursit@marun.edu.tr Ecevitin sağlık sorunu olmasa bile, bir zindelik sorunu olduğu aşikar. Kaldı ki, halkın sürekli başbakanın sağlığı ile ilgilenmesi elbette pek hoş bir durum değil. Hafta sonu birçok büyük işadamı bu konuyu tartışıyor, değerlendirme istiyordu. İşadamları başbakanın değişmesi durumunda ekonominin ne hale gireceğini merak ediyorlar. Ve hayli tedirginler.