Gerçek elbette Hazine'nin verdiği rakamlarda saklı. Hazine'nin konuyla sorumlu müsteşar yardımcısının yakınlarda yaptığı bir sunum elimize geçti. Elbette bu kişinin görüşlerini mutlaka paylaşmamız gerekmiyor. Ancak verdiği rakamlara güvenmek zorundayız.Sunumda yer alan önemli konulardan biri bankacılık sektörünün durumu. Gerçekten bankalar önemli, çünkü bononun ilk ve en önemli alıcısı bankalar. Özel bankaların sermaye rasyolarının büyük ölçüde düzeldiği, kamu bankalarının ise çok daha yüksek sermaye yeterliliği olduğu belirtiliyor. Bu teknik bakımdan doğru. Çünkü Hazine bonoları sermaye yeterlilik rasyosunun hesaplanmasında risksiz olarak varsayılıyor.Ancak bononun ödenmeme riski olmasa bile (ki olabilir), ciddi vade ve likidite riski getiriyor. Demirbank olayını unutmayalım. Aslına bakarsanız şu anda birçok bankanın bilançosu Demirbank'a benziyor. Sadece bonoları gecelik olarak değil, mevduatla fonluyorlar.IMF'nin kendi tanımlarına göre, bütçe disiplini yeterli bulunmuyor. Geçen yıl milli gelir içinde yüzde 3.2 olan faiz - dışı fazla, bu yıl eğer yüzde 5.3 olursa öpüp başımıza koymamız gerekiyor.Gelir artırıcı yöntemlerle milli gelirin yüzde 1.9'u kadar kamu gelirlerinde artış hedefleniyormuş. Tabii başarılabilirse. Öte yandan, milli gelirin yüzde 2.5'u kadar da ek harcama tasarrufu bütçe dengelerine çok olumlu katkılar sağlayabilir.Savaşın iç borç dinamiklerine verdiği hasarın atlatılması için borçlanmada ele alınacak rasyonalizasyonun milli gelirin yüzde 1.2'si kadar tasarruf sağlayacağı tasarlanıyor. Bunu yüzde 6.5'luk faiz - dışı fazlaya eklersek, oran yüzde 7.7 olur, ki böylece IMF tanımıyla yüzde 6.5'luk hedef elde ediliyor.Gelelim borca... 2001 yılında net kamu borcu milli gelir içinde yüzde 92 paya sahipmiş. 92'nin 39'u dış, 52'si de iç borçmuş. 2002 sonunda ise bu oran 79'a düşmüş. Her iki borç türü de milli gelir içinde yüzde 6'şar küçülmüşler. Bu kadarıyla rakamlar iyimserleri destekliyor. Bir biçimde sürekli iç borç ödüyoruz. İç borç bazı hesaplara göre küçülüyor, ama bazı hesaplara göre büyüyor. İflah olmaz iyimser meslektaşlarımız iç borcun iyi gittiğini anlatmaya çalışırken, iflah olmaz karamsarlar da hemen yarın konsolidasyon yapılmazsa ülkenin batacağını savunuyor. Şubat Mart (*)PİYASA 48.4 46.4KAMU 45.0 43.0DIŞ 30.3 29.8Piyasa 24.2 23.7Diğer 6.2 6.1RESMİ 13.5 13.4IMF 20.2 19.7TOPLAM 157.4 152.3 Toplam kamu borç stoku (MİLYAR USD) (*) Mart ayı geçici verileriYukarıdaki tablo da iyimserleri desteklemekte. Mart ayı geçici verilerine göre, piyasaya olan kamu borcu 48.4 milyar dolardan 46.4 milyar dolara düşmüş. Ancak bu büyük ölçüde kur artışından kaynaklanıyor. Nitekim, toplam kamu borcu da 157.4 milyar dolardan 152.3 milyar dolara düşmüş. Mart ayında savaş gerginliğinin faizlere yansıdığını, ancak artık savaşın bittiğini biliyoruz. Şimdi önemli olan faizlerin düşmesini sağlamak ve bütçe disiplinine sadık kalmak. Gerçi dün açıklanan bütçe verileri de çok parlak değil. (Yarınki yazımızda da bunu değerlendireceğiz). hgunes@milliyet.com.tr