IMF’nin kamu bankaları operasyonu kimleri zengin etti? Kamu bankaları sorunu kasım krizinin, dolayısıyla geçen programın dinamitiydi. Patladı ve program da çöktü. şimdi bu bankaların reformu yeni programın da en önemli ayağını oluşturuyor.
Geçen Perşembe, Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık televizyonda konuğumuzdu. Eski bankacı ibrahim Betil’le birlikte onu sorguladık. Akışık anlattı. Biz dinledik. Akışık kriz sonrası dönemden sorumlu olsa da, öncesine zaman kısıtından giremedik.
Akışık son aylarda yaptıklarını üç noktada odaklıyor. Birincisi, şimdiye dek biriken zararın Hazine tarafından iç borç senediyle karşılanması; ikincisi, bu kağıtların karşılığında Merkez Bankası’ndan likidite sağlanması; ve üçüncüsü de kredilerin kısılarak likidite ihtiyacının azalması, böylece kaynak yapısında giderek maliyetin düşmesi, ucuzlaması...
Akışık’ın rakamlarından derlediğimiz tablo kamu bankalarının geldiği noktayı apaçık gösteriyor:
1) Eski program başlamadan önce bu bankaların görev zararları 10 katrilyon TL’yi aşıyormuş. Belki de kısa vadeli borçlanma sınırlı kaldığı için IMF bu durumu göz ardı etti. Ama IMF’nin bu boyutta bir zararla ilgilenmeyerek program başlatması büyük gaflet! üstelik Güney Doğu Asya krizinden sonra bankacılık konusunda epeyce ders aldıkları sanılıyordu.
2) Marta gelindiğinde (yani tam üç ay sonra) kısa vadeli borçlanma da artarak 6,4 katrilyona ulaşmış. Yani riskler yükselirken, Hazine ve MB seyretmiş. IMF yine bir güzel uyumuş.
3) Tablodaki faiz farkı, kamu bankalarının görev zararını karşıladığı maliyetin Hazine’nin borçlanma maliyetine olan oranını gösteriyor. Bu fark program boyunca hep artmış. Böylece, kamu bankalarına para satan birileri hem yüksek faizli, hem garantili, hem de likit (gecelik) para kazanmışlar. üstelik aylarca! Acaba bu bankalar hangileri?
Umarız bugün güçlü sermayesini buna borçlu olan bankalar yoktur! çünkü iki kriz boyunca yaratılan 3,5 katrilyon zarar (yani o tarihlerin kuruyla 5 milyar dolar) eğer belli bankalara ödenmişse, bu gafletten ötedir. Hazine’ye bono karşılığı borç veren bankalar batar, ancak onun bankalarına gecelik para verenler abat olursa bu nasıl açıklanır? Hem de IMF talimatıyla faizler uçurularak!
Kasım krizinde ne olmuştu? ülkeden sıcak para çıkarken, bazı bankalar likidite sıkıntısına düşmüşler ve Merkez Bankası (MB) bu likiditeyi sağlamaya uğraşırken, IMF devreye girmiş, "verirsen, ek rezerv kolaylığından yararlandırmam" demişti. Faizler de haliyle yüzde binlere uçmuş gitmiş, ama bir süre sonra MB kasasına 10 milyar dolar girmişti.
Sonrasında piyasalardaki gerginlik sürmüş, ilk siyasi krizde döviz talebi oluşmuş, devalüasyondan kaçınılamamıştı. Oysa şimdi IMF kamu bankalarına likidite vermenin yolunu ardına kadar açmış bulunuyor (Tabii kur dalgalı hale geldikten sonra). Ancak monetize edilen bu zararlar enflasyonu ve döviz kurunu da zıplatmış oldu.
IMF 15 milyar doları kasımda kamu bankaları için verseydi, acaba hem kur, hem de program kurtulur muydu? Tartışılabilir. Kur sabitken yapılamayan operasyon dalgalı iken yapıldı. Ancak ekonomi ciddi yara aldı. Bu arada bazıları (bankalar, yüksek parası olanlar) abat oldu.
Özetle, ortalık karışınca köşe olan bankaların IMF’ye çok şey borçluğu artık biliniyor. Sadece kimler olduğu bilinmiyor.