Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Bilgisayarla ilk tanışmam 23 yıl önceydi. O zamana kadar doğru dürüst pek bilgisayar kullanmamıştım. İngiltere'deki ekonometri hocam bazı analizler isteyince bilgisayarla tanışmak zorunda kaldım.
Bilgisayar merkezine ilk gittiğimde hayli zorlanmıştım. Bir sürü koca makine teleks aleti gibi sesli biçimde çalışıyordu. Deste deste delikli kartlar makinelere veriliyor, sonuçlar ancak ertesi gün teslim ediliyordu. Birkaç ziyaretten sonra analizleri tamamlayabilmiştim. Ertesi yıl her bölüme ekranlar gelmişti. Artık bölümden işlerimizi yapıyor, sonuçları da bir yazıcıdan elde edebiliyorduk.
Türkiye'ye döndüğümde üniversitemde basit bir kişisel bilgisayar vardı. Şu andaki kişisel bilgisayarımın kapasite olarak belki 100 binde biri kadar. Oysa o tarihlerde hiç de basit gelmemişti bana. Bir hayli de işe yaramıştı.
İlk dizüstü bilgisayarıma 10 yıl kadar önce kavuştum. Bazı programları eşim Esra'nın yardımıyla, bazılarını da meslektaşım Dr. Göksan Erdoğan'ın yardımıyla öğrenmeye çalıştım. İnternetle tanışmam ise daha yeni. İlk defa 1995'te internet bağlantısına kavuştum. Ve bir daha da kurtulamadım.
İnternet çağımızın en önemli teknolojik gelişmelerinden biri. Öylesine bir gelişme ki, evrenin her tarafındaki insanoğlu en ucuz ve en kolay biçimde bilgiye ulaşabiliyor.
İnternet Kurulu, internet kullanımını Türkiye'de yaygınlaştırmayı amaçlayan on yıllık bir kurum. Altı yıldır da internet haftası düzenliyor. Bu yılki İnternet Haftası ise 7 - 20 Nisan tarihleri arasında. Kurul bu yıl çeşitli hedefleri tartışıyor;
•  Kendi okulunu internete bağlama projesi. Böylece devlet okullarına hem e - posta, hem de internet hizmeti sağlanabilecek.
•  Bir halk kütüphanesinin internete bağlanması. Böylece kitabın dışında tüm evrensel bilgilere ulaşabilinecek.
•  Belediyeler bünyesinde halka açık internet evlerinin açılması; hem internete ulaşamayan kesim böylesi bir hizmetten yararlanacak, hem de belediye hizmetlerinin belli bir kısmı internet üzerinden sağlanacak.
•  Organize sanayi bölgesinde internet evi açılması; özellikle teknolojiye yeterince kaynak ayıramayan KOBİ'ler yararlanacak.
•  Kültürel mirasın internete taşınması, ve
•  Nihayet hepsinden önemlisi, e - devlet hizmetinin başlatılması.
     ABD'de yapılan bir araştırmaya göre internet kullanımının yoksul öğrenciler için subvanse edilmesi, zengin okulların öğrencileriyle aralarında farkı azaltıyor. (Bak. 2002. A, Goolsbee ve J. Guryan: Internet Subvansiyonlarının Kamu Okulları Üzerindeki Etkisi) Ülkemizde hala nüfusun küçük bir kesimi (4 milyon) internetten yararlanıyor. Bu sınırlılığın bir nedeni ekonomik yetersizlikse, diğer bir nedeni de bilgisizlik ve teşviklerin olmayışı. Oysa internet gelişmekte olan ülkeler için büyük bir fırsat. Bu teknolojiye yeterince önem verilse, kalkınma yönünde müthiş bir destek olabilir. Kurulun etkinlikleri bu nedenle çok önemli.