Geçen akşam CNN televizyonunda Mehmet Ali Birand CHP’nin ne denli başarılı sayılabileceğini sorunca açık yüreklilikle yanıtladık:
Birincisi, bir partinin ana hedefi iktidar olmaktır. Hatta iktidar olup, program ve verilen vaatler doğrultusunda icraatlar gerçekleştirmektir. AKP iktidar olmuştur. Dolayısıyla önemli bir başarı elde etmiştir. Baraj altında kalan partiler ise hezimete uğramışlardır. Liderleri de gereğini yapmaktadır. CHP’ye gelince... İktidar olamadığına göre başarılı sayılamaz. Elbette CHP’nin de lideri gereğini yapacaktır.
Ancak ilginçtir, CHP Genel Başkanı oylarını ciddi ölçüde artırdığını iddia ediyor. Hem de yüzde 150 oranında! İyi ki, Baykal 1999’da CHP’nin oylarını yüzde 5’e düşürmemiş. Çünkü eğer düşürseydi, şimdi oyları yüzde 400 artırdığından dem vuracak ve ne denli başarılı olduğunu daha fiyakalı bir üslupla anlatacaktı. Üstelik verdiği bilgiler de doğru değil. 1999 seçimlerinin il genel meclis sonuçları esas alındığında oy artışı sadece yüzde 30’da kalıyor.
Tekrarlayalım, üç seçimdir Baykal yönetimindeki CHP bir türlü Erdal İnönü’nün 1991’de aldığı oy oranını (yüzde 21’i) bile yakalayamıyor. Üstelik; o seçim sonrası Baykal olağanüstü kurultay için imza topluyordu. Eğer Baykal o zaman haklıysa, şimdi başarısız olduğunu kabul etmek zorunda. Yok o zaman İnönü başarılıysa, şimdi Baykal büyük haksızlık yaptığını itiraf etmek zorunda!
Nihayet unutmayalım, o tarihlerde Ecevit’in DSP’si solda ciddi bir alternatifti. Bu seçimlerde alternatif de yoktu. DSP ve YTP’nin toplamı yüzde 2.5’u bulmadı. Son yirmi yıldır genellikle yüzde 30 civarında olan merkez sol oylar bu seçimlerde yüzde 21’e düştü. Hem de bir sürü liberal ve merkezdeki aydının CHP’ye verdiği "rağmenli" oya rağmen. Kimi "AKP gelmesin" diye, kimi de oy verecek seçenek bulamadığından CHP’ye oy verdi. Yani CHP oylarının bir kısmı umutla verilmedi. Bir başka deyimle, CHP’nin aldığı gerçek oy aslında yüzde 19’un da hayli altında.
Mali krizler sonrası genellikle sol partiler oy kazanır. Çünkü büyük toplumsal tepkiler birikir. Tıpkı deprem öncesi jeolojik faylar üzerinde biriken yük gibi. Sonunda fay kırılır ve deprem gerçekleşir. Sol partiler ideolojileri gereği bu patlamalardan yararlanır. İşte son örnek; Brezilya’daki olumsuz ekonomik gelişmeler solu besledi ve sol iktidara geldi. Hatta gerideki diğer sol partiler de güç kazandı.
AK ile Genç Parti gibi düzene ve mevcut politikalara karşı partilerin oyları yüzde 42’ye ulaştı. Sol ise seçimlerden küçülerek çıktı. Ancak bunun anlaşılmayacak tarafı yok. Çünkü CHP’nin hiçbir sol söylemi kalmadı. CHP Çankaya’da, Kadıköy’de oturan seçkinlerin partisi haline geldi. Varoşlar terk edildi. Ve o boşluk AKP tarafından dolduruldu.
CHP’nin düştüğü bu durum elbette üzüntü veriyor. Eminiz bu durum Baykal’ı da düşündürüyor, üzüyordur. Yapılması gerekenler ise açık. Ciddi bir yenilenme gerekiyor. Özellikle de üst yönetimde. AKP’de ne yapıldıysa sosyal demokrat eksende de onu yapmak gerekiyor. AKP’de genç ve inançlı bir kadro yeni bir hareketle iktidara geldi. Neden bu CHP’de gerçekleşmesin? Ve tabii hedef iş alemine değil, işi olmayan aleme yönelmek olmalı.