Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Nobel ödüllü Joseph Stiglitz Dünya Bankası’nın başkan yardımcısı ve başekonomistiydi. Ama IMF’nin istikrar politikalarını eleştirince ayrılmak zorunda kaldı. Stiglitz de aslında IMF eski Başkan Yardımcısı Stanley Fischer gibi Demokrat Parti destekçisi, yani bir anlamda her ikisi de ılımlı sosyal demokrat. Ama aralarında ciddi farklar bulunuyor.
Fischer teknik ekonomi konusunda en az Stiglitz kadar yetenekli. Ancak yaratıcılık ve konulara eleştirel bakma konusunda Stiglitz’deki pırıltı hemen göze çarpıyor. Üstelik Stiglitz daha cana yakın bir davranış tarzı sergiler. Fischer aile yapısı itibariyle gelenekçi, Stiglitz ise daha moderndir. Fischer çok disiplinlidir. Stiglitz ise daha esnek. Tabii her ikisi de Musevidir.
Her iki ekonomistin Washington’daki görevlerinde kuşkusuz Demokrat Parti’nin ciddi etkileri olmuştur. Özellikle de Hazine’nin o zamanki patronu Larry Summers’ın. Fischer makroekonomisttir. Stiglitz ise mikroekonomist. Fischer yarı - Keynezyen bir yaklaşımla rasyonel bekleyişler teorilerini sınarken, hatta bir konsensüs arayışına giderken, Stiglitz ise son yılların en önemli konusu olan çarpık enformasyonla ilgilenmiştir. IMF’den ayrılan Fischer Citicorp’un önce başkan yardımcısı olmuştur. Oysa Dünya Bankası’ndan ayrılan Stiglitz akademik yaşama, Columbia Üniversitesi’ne dönmüştür.
Stiglitz’in küreselleşmeyi eleştirdiği son kitabını henüz görme fırsatı bulamadık. Ancak Financial Times gazetesinden polemikleri izliyoruz. Geçen cuma günü kitabın tanıtımı için Washington’da düzenlenen öğlen yemeğinde IMF’nin mevcut Başekonomisti Ken Rogoff bir açılış konuşması yaparak selefi Fischer’e ilişkin kitapta yer alan acımasız eleştirilere de sert biçimde yanıt vermiş. Rogoff aslında bir uluslararası ekonomi uzmanı. Bahsi geçen diğer ekonomistlere göre şöhreti de biraz daha sınırlı. Ama Jo Stiglitz’e yanıt verirken dur durak dememiş. Demiş ki, "Jo bir akademisyen olarak dehanın zirvesindesin. Selefin John Nash gibi güzel bir aklın var. Ama bir politika üreticisi olarak aynı düzeyde değilsin."
Rogoff devamla şöyle diyor: "Senin gamma çeyreğinde ekonominin kuralları farklı olabilir. Ama biz faniler kamu maliyesi sıkıntısı çeken ülkelere bütçe açıklarını kapatmasını öneriyoruz. Senin önerdiğin gibi para basarak faizleri düşürsek, enflasyonu hızla artırmış oluruz."
Stiglitz’in IMF’ye yönelik eleştirileri bilinen konular. Reçetelerin tek tip olması ve ülkelerin kendilerine özgü özelliklerini dikkate almaması. Ancak Stiglitz’i bu denli hedef yapan, yahut da Rogoff’u savunmaya iten etkilerden biri de Fischer’e yönelttiği eleştiriler. Stiglitz kitabında Fischer’i büyük şirketlerin talimatları doğrultusunda politikalar izlemekle suçluyor ve Citicorp’ta aldığı görevle ödüllendiğini belirtiyor. Bu da tabii büyük tepki çekiyor.
Bütün bunların ardında anlamadığımız konu Rogoff’un isyanı. Acaba neden Fischer değil de o tepki gösteriyor? Yoksa böyle bir saldırı karşısında savunma yapması mı gerekiyor?.. Polemikler ne olursa olsun, hatta Fischer hakkındaki yargılar biraz abartılı dahi olsa, Stiglitz’in haklı olduğu yönler de unutulmamalı; IMF’nin sicili pek parlak değil. İnşallah Türkiye’deki son program bu bozuk sicili düzeltir.