Eski bayramlardan bahseden yazılar yazılıp duruyor. Nerdee eski bayramlar! Aslına bakarsanız toplumun bir kesimi için değişen bir şey yok. Bayramlar hala bazı aileler ve dostlar arasında bir buluşma fırsatını oluşturuyor. Çocuklara ihtiyaçları olan yeni elbiseler alınıyor. Bir mutluluk dönemi yaşanıyor. Ancak toplumun bir başka kesimi daha var ki, bayram onlar için buluşma değil, bir tatil fırsatı. Zaten kendi aralarında konuşurken de "bayram tatili" kavramını kullanıyorlar.
Türk toplumu bir yandan kentleşirken, diğer yandan daha yüksek bir refah düzeyine kavuşuyor. Bir yandan ailelerin içindeki bağlar zayıflarken, diğer yandan da tatil kavramı yaygınlaşıyor. Özellikle üst gelir grupları için bayram artık tam bir tatil vesilesi. Hatta o ara ekonomik kriz yoksa, yahut da döviz kuru uygunsa yurtdışına akın etmek için gazetelerin turizm şirketi ilanlarını karıştırıyorlar. Hele bayram haftanın tam ortasına denk gelirse. Bir iki gün eklemeyle uzun bir yurtdışı gezisi oluşuveriyor.
Öte yandan, hala toplumun diğer geniş bir kesimi bayramları yine benzer haliyle sürdürmeye çalışıyor. Ama kır ve kent arasında yine farklar oluşuyor. Kentsel yaşam aile ziyaretlerini zorlaştırıyor. Köyde yapılan toplu kutlamalar da gerçekleşemiyor.
Böylece ortaya üçlü bir yapı çıkıyor. Birincisi, kırsal kesimde eski bayram geleneğini iyi kötü sürdüren kesim. İkincisi, kente göçmüş ama kentsoylu kültürüne kavuşmamış, dar gelirli kesim. Ki bunlar aynı zamanda ekonomik olanakları elvermediğinden tatil kavramına geçemiyor. Üçüncüsü de, bu toplumda sosyo - ekonomik olarak çoğunluktan hayli farklılaşan seçkin, batılı ve modernist kesim. Aslına bakarsanız, dini bayramların ötesindeki diğer bayramlar da bu kesim için tatil fırsatı. Demek ki, bu kesimin geleneklerini yitirmesinden öte, giderek bir tatil arayışı beliriyor.
Her bayramda toplumdaki farklı kültürlerin bir arada yaşaması aklımıza gelir. Oysa, Batı toplumlarında toplumun üst sosyo - ekonomik kesimleri geleneklerine çok bağlıdır. Hatta tutucu nitelenebilecek düzeyde.
Her bayramda aklımıza bir başka olgu daha takılır. Bayramların İslam dinine ait olmasına karşın, devlet bu günleri resmi tatil ilan ederken laiklik ilkesi ile çelişmiyor mu? Cumaları tatil yapmayı laikliğe aykırı gör, ama bayramları resmi tatil ilan et! Ancak elbette bunun bir yanıtı var. Pazar günleri dünyanın önemli bir kesiminin iş yapmadığı bir gün. Cuma ise aksine. Üstelik bayramların yılda iki kez kutlanması gerekiyor. Dolayısıyla İslamcı basında okuyup da "ne makul" denen konulara kanmayalım.
Bayramlarımız ne kadar nitelik değiştirirse değiştirsin, geleneklerimize sahip çıkıp yaşatmaya özen göstermeliyiz. Bu ülkenin insanlarını diğerlerinden farklılaştıran özellikler, zenginlikler korunmalı. Yoksa günün birinde kutu gibi birbirine benzeyen sanayi toplumu insanlarına sahip oluruz. Hayırlı bayramlar.