Seçim ufukta görününce maşallah Başbakan sanki dirildi. Şimdi oradan oraya koşuşturuyor. AB yasaları Meclisten rüya gibi bir sürprizle çıktı. Bu da orta vadedeki beklentileri olumluya dönüştürdü. Dervişi rahatsız eden seçim tarihinin belli olmaması durumu da ortadan kalktı. 3 Kasımda seçim olacağı artık hemen hemen kesin. (Olası sonuçları biz pek parlak görmesek de) Nihayet, ABDde çeşitli dev şirketlerin muhasebe yolsuzlukları ise borsayı sürekli olumsuz etkileyemez. Çünkü sağlam ve dürüst şirketler elbette çoğunlukta. Kaldı ki, borsadaki düşüş de durmuş gözüküyor... Kala kala bizi rahatsız eden, başta Brezilya olmak üzere, bazı Latin Amerika ülkelerindeki çalkantılar oluyor.Bunlardan en etkilisi Brezilya idi. Malum Brezilyanın ciddi bir borç sorunu vardı. Üstelik cari işlemlerde görülen açık hiç de göz ardı edilebilecek gibi değildi. Son bir yılda 1 milyar azalsa da hala 18 milyar dolar olması sıkıntı yaratıyordu. Nitekim geçenlerde Brezilya reali dolara karşı tek günde bile yüzde 8.6 düşmüştü. Dalgalı kur sistemi uygulayan Brezilyanın riskleri kuruna yansıyor, real sürekli düşüş seyri gösteriyordu.Risklerin tetikleyicisi yine siyasetti. Malum Brezilyada ekimde başkanlık seçimleri var. Bu seçimlerdeki solcuların (Lula de Silva) olası iktidarı da piyasalarda kaygı yaratıyordu. Ancak gerçek biraz farklı. Solcular geçmişte borçla ilgili bir ölçüde popülist söylemler takınsalar da, sonradan bunu telafi etme yönünde açıklamalarda bulunmuşlardı. Fakat cin şişeden bir kere çıkmaya görsün! Kuşkusuz Arjantin ve Uruguay gibi ülkelerdeki çalkantılar da Brezilyayı etkilemişti. Asıl önemlisi lokomotif ülke Brezilyaya çekidüzen vermeden Arjantinin de kurtulamayacağı anlaşılmıştı.Amerikanın katı mizaçlı Hazine Bakanı Paul ONeill ilk önce İsviçre bankalarına kaçmış olan paraları geri getirecek değişimlerin başlamasını istedi. Yardım filan yapılmayacağını söyledi. Ancak Brezilyaya yardım etmeyerek tüm Latin Amerikayı gözden çıkaramadılar. Sonunda IMF üç politika standardını gözledi: Bütçe tasarrufu, dalgalı kur ve enflasyon hedeflemesi. Tıpkı bizdeki gibi. Ve çok uzun sürmedi ve yüklü paket açıldı... Tam 30 milyar dolar! Yüzde 80i de gelecek yıl ödenecek. Vay vay! Ne Carlos, ne Rolando Brezilyayı bu kadar sevindiremezdi. Elbette bunu Sam Amcanın IMFsi yaptı. Tabii bir parça biz de rahatlayacağız. Ama yine hatırlatalım; risklerin biri daha kalksa da önümüzde daha çok risk var. hgunes@milliyet.com.tr Uzun zamandır mali piyasalarımızda bir stres, bir rahatsızlık hissediliyordu. Bunun çeşitli nedenleri vardı. Yurtiçinde Başbakanın sağlık sıkıntıları tedirginlik yaratıyordu. İkincisi ABye tam üyelik için sonbahara dek hallolması gereken siyasal düzenlemeler gecikiyordu. Üçüncüsü, usulsüzlük, skandallarıyla Amerikada patır patır düşen hisse senedi fiyatları global etkiler bırakıyordu. Hatta NYSEde (New York borsası) öylesi düşüşler yaşandı ki, 11 Eylül solda sıfır kaldı. Nihayet, bazı Latin Amerika ülkelerindeki ekonomik dengesizlikler bulaşma etkisi yaratıyordu. Özellikle de Brezilyadaki gelişmeler.