Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye bir ekonomik krizden çıkış çabası içindedir. Üretimde toparlanma işaretleri, enflasyonda da düşüş gözlenmektedir. Dış denge sorunu da yoktur. Bu kadarıyla göstergeler olumludur. Fakat borçlar sorunu aşılmış değildir. Zaten ana sorun da buradadır. Ve bu denli yüksek faizlerin sürdürülmesi teknik olarak olanaksızdır. İyimser tabiatlı olmanın yararını hep yazmışızdır. Çünkü mutluluk ancak hoşgörü ve iyimserlikle kazanılabilir. Ancak gerek hoşgörünün, gerek iyimserliğin bir sınırı vardır. Bu sınır gerçeklerdir. Gerçekler göz ardı edilirse iş hayalperestliğe dönüşür. Şu anda ülkemiz gerçeği de, belirsizliklerle dolu bir ortama girildiğidir. Bu da bizi endişelendirmektedir. Seçim neden yanlış? Ülkemizde mevcut iktidarın arkasında hiçbir toplumsal destek kalmamıştır. Gitmesi normaldir. Ancak bir başka koalisyon denenmeden erken seçimin zorlanması da gariptir. Bugün oylanacak olan budur. Parlamento adeta beceriksizliğini onaylayacaktır.Pekiyi erken seçim bir çözüm getirecek mi? Eski Cumhurbaşkanı, "getirmezse sonuna kadar seçimi deneyin", diyor. "O da olmazsa sistemi değiştirin!" Komedi gibi. O arada ülke ne olur düşünen yok. Sanki ekonomik yapı taş gibi!.. Seçimlerden elbette bir iktidar çıkacaktır. Ancak bizi büsbütün endişelendiren, oluşacak bu iktidarın ne Avrupa Birliği konusunda, ne de ekonomik program konusunda net bir tavır alamama olasılığıdır.IMFye gelince. Türkiyede fazlasıyla IMFye güvenenler var. IMF şöhretli bir doktordur, ama birçok hastayı da komaya soktuğu unutulmamalıdır. IMFnin yürürlüğe koyduğu tüm programlar siyasal yapıyı göz ardı etmiştir. Bu program uygulanırken ise IMFnin en büyük şansı Kemal Dervişin olmasıydı. O da olmasaydı, IMFnin çoktan kapısına kilit vurulmuştu!Öte yandan IMFye bu denli borçlu olmamız, dış politikadaki serbestimizi sınırlıyor. Amerikanın Irak politikasına net biçimde karşı çıkamıyoruz. Bu denli borçlu olmasaydık ABD Irak harekatında bizi yardıma zorlayabilir miydi? Iraka müdahale Afganistan gibi olmayacaktır. Türkiyeye hem siyasal, hem ekonomik hasar verecektir. Borçlarımız daha da büyüyecektir. Üstelik Türkiyede iktidar boşluğu varken, yani biz seçimle meşgulken, sınırımızda savaş olacaktır. Pekiyi önümüzde bunu değiştirecek ve daha iyiye götürecek ne vardır? İşte bu görünmemekte ve bizi endişelendirmektedir. Kaçırdıklarımız Seçime dönersek; bu seçimler bu görüntüsüyle ülkede hiçbir siyasal değişim, yahut ciddi yenilenme göstermiyor. Nerede yeni yüzler, genç nefesler? Solda bütünleşme ilk baştan savuşturuluyor. Merkezde farklı bir duruş ise hemen bazı muhayyilesi hoş aydınlar tarafından dinamitleniveriyor. Değişimin bu denli zor olması bizi gerçekten endişelendiriyor! hgunes@milliyet.com.tr Bu arada Avrupa Birliği treni kaçmaktadır. Siyasal partilerimiz ise stratejilerini ülkenin geleceği için değil, seçim performansı üzerine ayarlamaktadır. Karşı çıkanlar bundan oy alacaklarını sanıyorlar. Ne gaflet! Ne hıyanet!