ABD Büyükelçisi Robet Pearson Kayseri'de yaptığı bir konuşmada Amerikan vatandaşlarının ödediği verginin 17 milyarının bize aktığını belirtmiş. Anlaşılan "bize çok şey borçlusunuz" demek istiyor. Oysa bu diplomatik olarak da, teknik olarak da doğru değil. Üstelik şık da olmamış.
Önce olaya diplomatik açıdan bakalım. Çeşitli zengin ülkeler gelişmekte olan ülkelere yardım yaparlar. Bu görünüşte insanlık namına yapılır. Ama gerçekte dünya mali sisteminde darboğazların giderilmesi içindir. Nitekim, Dünya Bankası'nın fakir ülkelere verdiği sosyal yardımlardan çok daha fazlasını, IMF mali krizlerde gelişmekte olan ülkelere verir. Kimse birbirini aldatmamalı: Verilen paralar "ödemeler ve borç sistemi rahat çalışsın" diyedir. Bir başka neden de, dünya ekonomisinin gelişerek daha büyük pazarların oluşması içindir. Özetle, Amerika Türkiye'ye insanlık duygularıyla değil, menfaatleri olduğu için yardım etmektedir. Tabii Türkiye ayrıca Amerika'nın bölgedeki en güçlü ve en sadık müttefikidir...
İkincisi, Amerikan halkının vergisinin karşılıksız olarak bize aktığı doğru değildir. Çünkü ABD bütçesinden IMF'ye, oradan da Türkiye'ye gelen bu para nihayetinde IMF'ye geri dönecektir. Üstelik önemli bir faiz kazanmış olarak. Oysa vergiler bir daha halka para olarak dönmez. Türkiye'ye verilen paranın hibe değil, borç olduğunu hatırlarsak, yanılmayız.
Dünyada ikili ilişkiler karşılıklı menfaatlere dayanır. Amerikan hükümeti Arkansas'ta oturan John White isimli vergi mükellefini ikna ederken herhalde "Türkiye'nin değil, bizim menfaatimize" diyerek para almıştır.
Üçüncüsü, Pearson Türkiye'ye verilen paranın yarısının ABD tarafından verildiğini söylüyor. Rakamın doğru olduğunu sanmıyoruz. Çünkü IMF kaynakları içinde Amerika'nın kotası (oy oranı) yüzde 17'dir. Üstelik, Türkiye bu bölgede ekonomik olarak daha zayıf durumda olsaydı, ABD'nin bölgedeki gücü de herhalde aynı olmazdı.
IMF Türkiye'ye bol kepçe bir yardım yapmıştır. Ama geçen programın çökmesinde de IMF'nin vebali, Ankara bürokrasisinin kabahatlerini katmerlemiştir. Bu nedenle sütten çıkmış ak kaşık rolünü oynamak doğru olmaz.
Pearson terörle mücadelede Türkiye'ye yardımcı olduklarını hatırlatmaktadır. Görünüşte doğru. Ama hangi terörle? Kuzey Irak'taki doğan boşluk nedeniyle ortaya çıkan, on yıldır mücadele ettiğimiz, bize verilen krediden kaç kat daha fazla paramızı harcadığımız terörle.
Körfez Savaşı'nın Türk ekonomisine verdiği bu hasar doğru dürüst tazmin edilmemiştir. Türkiye'nin ABD'den alacağı ciddi tazminatlar vardır. Çünkü savaştan sadece ABD karlı çıkmıştır.
Özetle, aslında akan para Türk vergi mükellefinden Amerika'yadır. Yani, Türkiye ABD'ye değil, aslında ABD Türkiye'ye borçludur. Eminiz Ankara'daki yetkililer de kişilik gösterip bunları Pearson'a hatırlatacaktır.