Tabii bunlar cicim ayları. Ancak bu denli olumlu bir hava yaşanmasının altında belli nedenler yatıyor: AKP uzun süredir, yurtdışı piyasaları rahatlatmak için devredeydi. Yurtdışında çeşitli toplantılarla finans piyasalarını ikna etmeye çaba gösterdiler. Çok uğraştılar. Çok da olumlu oldu. Ülke uzun süredir tek başına bir hükümet görmemişti. AKPnin tek başına iktidara gelmesi piyasaları sevindirdi. Çünkü artık güçlü ve istikrarlı bir hükümete kavuşuldu. Gerçekten de irade gösterilirse, politikalar süreklilik kazanmış olacak. AKPnin ekonomi kadrosu yok, diye biliniyordu. Oysa son günlerde AKPnin genç ekonomi kadrosu medyada göründükçe bu kaygı ortadan kalktı. Hatta tersine bu kadronun mantıklı ve bilgili gözükmesi piyasalarda güveni ve beğeniyi artırdı. Seçim öncesi olumsuzlukların hepsi satın alınmıştı. Oysa ekonominin temelleri bu denli olumsuzluğu gerektirmiyordu. Olumsuzluklar ortadan kalktıkça bir düzeltme de olacaktı. Şimdi uzun süredir yaşanan siyasal belirsizlikler ortadan kalkmış sanıldığından ortalık da güllük gülistan gibi görünüyor. AKPliler iktidara gelmeden sık sık piyasalara olumlu mesajlar verdiler. Politikaların piyasa - dostu olacağını aktarmaya çalıştılar. Adeta piyasalara yatıştırma süreci yaşattılar. AKP iktidarından rahatsız olması beklenen bazı kesimler de olumlu mesajlar verdiler. Bir gerginliğin oluşmayacağı görülünce piyasalar daha da rahatladı. CHPnin bu dönemde üstlendiği uzlaşmacı yaklaşım da piyasalara güven verdi. Şimdilik iktidarla muhalefet arasında bir dayanışma havası seziliyor. Nihayet, piyasalar ABye ilişkin bir takvim beklentisi içine girmiş görünüyor. Ancak bunun gerçekleşmesi kesin değil. Hatta biraz da kuşkulu. Umut veren bir karar çıkmazsa bir moral bozukluğu doğabilir. Piyasalardaki olumlu hava da dağılabilir. Piyasalar coşmuş durumda. Borsa tavan üstüne tavan yapıyor. Neredeyse 1.5 milyar dolarlık işlem hacmi dönüyor. Faizler sürekli düşüyor. Ve döviz kuru da tepetaklak. Meğer krize girdiğimizden beri piyasaların beklentisi ABDden Kemal Dervişi getirmek değil, AKPnin iktidara gelmesiymiş! Bu ne sevinç! Bu ne rüzgar! Özetle, piyasalar "tek başına AKP"yi çok sevdi. Oysa ne başbakan belli, ne de hükümet üyeleri. Hükümet programı da okunmuş değil. Yine de ortalık cennet havasında. Bu havada başlayan bir iktidara uluslararası derecelendirme kuruluşlarının da destek verdiği gözleniyor. Kala kala sırada IMF var. Herhalde bu denli işler tıkırındayken IMF dönüp "düşen faizlerden memnun değilim" demeyecek. Ancak, IMF kamu maliyesinde izlenen sıkı politikanın sürmesi konusunda ödünsüz tutumunu sürdürecektir. IMFnin bizi ne denli seveceği ise, bir de izleyeceğimiz dış politikaya bağlı. Tabii bu da ayrı bir konu. hgunes@milliyet.com.tr