Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Dünkü yazımızda Rusya'nın neden bir krizle karşılaştığını ve krizi nasıl aştığını yazdık. Yanıt kısaydı. Petrol fiyatlarının düşmesiyle krize giren ülke, fiyatların toparlanmasıyla krizi aştı.
Ancak başka etmenler de vardı. Birincisi, Rusya'da kriz öncesi küçülme gözleniyordu. Öte yandan, 1991 sonrası liberalizasyon sürecinde kamu açıkları sürekli büyüyor ve 1995 yılına dek enflasyon kontrol edilemiyordu. 1994 yılında enflasyon yüzde 200'leri aşıp, müthiş bir daralma süreci başlayınca, önlem alma gereği doğdu. Alınan önlemlerle önce işsizlik artmaya başladı. Ancak ekonomideki daralma süreci de yavaşladı. Zamanla, yaratılan faiz - dışı fazla ile enflasyon da yavaşladı.

 199419951996199719981999
Reel büyüme-12.6-4.0-2.80.8-1.01.0
Enflasyon21513122116.85.0
İşsizlik oranı7.08.89.19.39.011.3
Faiz - dışı denge-8.8-2.3-3.0-3.4-1.31.8
Toplam kamu dengesi-9.8-5.6-6.7-6.9-8.0-3.3

Krize girerken Rusya'nın 140 milyar dolar kadar dış borç, 70 milyar dolar kadar da Hazine bonosu borcu vardı. Yani toplam 200 milyar dolar kadar. Milli gelirin yüzde 42'si eden bu borç Türkiye'ye göre daha iyi sanılabilir. Ancak, gerek tasarruf düzeyi, gerekse mali piyasaların derinliğinin Rusya'da çok daha düşük olduğu unutulmamalı.

Krizde ne yapıldı?
Bütçe dengeleri bir türlü tutturulamayınca, 1996 yılında işlerin kötüye gittiği izlenimi de doğmuştu. Rusya çeşitli borçlarını yurt dışında Euro - tahviller, yurt içinde de GKO'yla (kısa vadeli tahvillerle) ve OFZ'lerle çevirmeye başladı. Borcun çevrilmesinde önemli katkısı olan yabancı yatırımcılar Asya krizi sonrası Rusya'dan çıkmaya başlayınca, faizler aşırı ölçülerde yükseldi ve devlet borçlanmakta zorlanmaya başladı. Öte yandan, kamu kesimi ve sosyal güvenlik reformlarının tamamlanmamış olması da krizi olanaklı hale getirdi.
1998 Temmuz'unda Rusya IMF ile nikahı yeniden kıydı. Ve karşılığında 15.1 milyar dolar yardım aldı. Dünya Bankası da ayrıca 6 milyar dolar verdi. Böylece 17 Ağustos kararları diye bilinen önlemler, (ya da IMF taahhütleri) ele alındı.
•  Rusya belli bir bant içinde sabit kur sistemi uyguluyordu. Bant genişletildi.
•  90 güne kadar vadesi gelen dış borçlara moratoryum ilan edildi. Ancak o vadede borçlar da çok azdı.
•  Yabancılara 1 yıldan kısa vadeli ruble cinsinden yatırım yasaklandı.
•  Borç takası yapıldı. Ayrıca çok kısa vadeli (1 - 2 haftalık) borçlanmalar yapıldı.
     Bu önlemler borç yönetimi ve bankalar üzerindeki baskıyı öteledi. Ancak kur üzerindeki baskı sürdü. Ruble hızla değer yitirirken, döviz rezervleri erimeye başladı.

Bankalar neden battı?
Kriz öncesi Rusya'da adeta "bir masa, bir kasa" olan 5000'e yakın banka oluşmuştu. Sadece Rus devletinin bonolarıyla yaşayan bu bankaların çoğu 1995'te, bir kısmı da 1998 krizinde battı. Çünkü yabancılar ruble bonoları alırken, bankalar kur taahhüdü kontratları (forward işlem) veriyorlardı. Bu işlemler bankacılık kesiminin sermayesinin yüzde 90'ına ulaştığından, devalüasyonla bu kesim sermayesini yitirdi. Rusya bir başka değer üretemezse zamanla Arap ülkeleri gibi olur mu? Petrol fiyatları düşerse ne olur? Ya da zaten düşük olan petrol rezervleri bir gün biterse Rusya ne hale gelir? Bu soruların yanıtı, çok yüksek düzeyde olmayan Rusya petrol rezervlerinin kullanım alanına bağlı. İnsan sermayesi güçlü olan bu ülkenin artık daha dinamik olması ve teknolojiye yatırımı sürdürmesi gerekiyor. Bunlar olduğu takdirde Rusya alıp başını gidecektir.