Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Malum zengin olmakla kültürlü olmak ayrı şeylerdir. Ama zengin olmadan kültür sahibi olmak çok zordur. Batıda aristokrasi kültür sahibiydi, çünkü parası vardı. Burjuvazinin ise başında parası vardı, ama kültürü yoktu. Zamanla onlar da kültür sahibi oldular. Bizde de yaşayan bu süreci anımsatıyordu.Aradan otuz yılı aşkın süre geçti. Bu süreçte Türk aydınları parasız kaldılar, kültüre daha az yatırım yapabildiler. Tıpkı fakirleşen aristokrasi gibi. Aşındılar adeta. Bunun yerini bu yeni burjuvazinin doldurması gerekiyordu. Ama ne yazık ki, o da tam anlamıyla gerçekleşmedi. Burjuvazi popüler kültüre teslim oldu.3 Eylülden bu yana Akmerkezde bir sanat galerisi yer aldı. 80e yakın sanatçının 200 civarında yapıtı mağazaların vitrinlerinde sergilendi. Bu yöntemle sanatın topluma sunulması hem sevindirdi, hem de üzdü. Sanata yaklaşmayan toplumun adeta arkasından dolanmasıydı bu. Üzdü kısacası. Ancak doğru mekanın seçilmesi de çok önemliydi. Çünkü sanata yatırım yapabilecek kesim Akmerkezde dolaşıyor, orada alışveriş yapıyor. Bir başlangıç olur diye umutlandık.Galeride daha çok soyut ve post - modernist sanatçılar yer alıyordu. Dışavurumculuğun en gelişmiş örneklerini, en şöhretli sanatçıların eserlerini görmek gerçekten önemli bir fırsattı. Bir gömleğe bakarken gözünüzün bir yapıta takılıp dalması gerçekten müthiş bir duygu. Akmerkezi bu cesareti nedeniyle kutluyoruz. Batıda da bu tür sergiler alışveriş merkezlerinde zaman zaman yer alır. Uygarlığın, çağdaş kültürün açık bir göstergesidir bu. Ancak bu denli şöhretler elbette sadece seçkin mekanlarda sergilenir. Bu nedenle Akmerkez müşterileri çok önemli bir fırsata da sahip oldular.Ekonomik krizden yeni çıkıyoruz. Krizlerde malum en fazla etkilenen kesimlerden biri de sanattır. Çünkü bu dönemlerde sanata yatırım yapılmaz. Ne de olsa lüks görülür. Fiyatlar hızla düşer. Nitekim, bizde de sanat eserlerinin fiyatlarının dolar bazında yarı yarıya düştüğünü gözlüyoruz. Ancak şimdi artık krizden çıkıyoruz. Demek ki, bu yapıtların fiyatları da hızla yükselecek. Diğer bir deyimle, serginin zamanlaması da doğruydu.Ancak bir sanat eserini satın almayı bir yatırım olarak görmek yerine, ondan hoşlanmak daha doğru. Türk seçkinlerinin bu anlayışa gelmesi gerekiyor. Öte yandan Akmerkezin ardından diğer alışveriş merkezleri de bu tür sergilere yer vermeli. Böylece bu eserler satılmasa bile, sanatçılar tanınmış olur. Artık sadece modaya, markaya değil, sanata da değer vermeyi öğrenmemiz gerekiyor. Sosyal ve kültürel olarak zenginleşmedikten sonra, paranın ne önemi var ki?Kaldı ki, gösterişe markaya harcadığımızın yarısını sanata ayırsaydık, Avrupa Birliğinin şimdiye kadar çoktan seçkin bir üyesi olmuştuk. Çünkü kafalar değişmişti. hgunes@milliyet.com.tr 1970li yılların başıydı. Rahmetli babamla Boğaziçi köprüsünden geçerken sohbet ediyorduk. Varlıklı bir ailenin çocuğuydu babam. Aynı zamanda gayet seçkin okullarda yetişmişti. Yolda Türk burjuvazisinin artık yalı almaya başladığını ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu anlatıyordu. Bu anekdotu hiç unutmam. Bizim zenginlerin paranın ötesindeki değerlere uzanabilmesi önemliydi.