Birkaç akşam önce CNN - Türk kanalında Nuri Çolakoğlu’nun konuğu olarak Devlet Bakanı Kemal Derviş’i seyrederken "söylemek istediklerini" çıkarmaya çalışıyordum. Dönüp dolaşıp sözü hükümetin "eşgüdümü"ne getiriyordu. Oysa bu hükümette eşgüdüm sorunu pek bulunmuyordu. Üç parti gayet iyi anlaşıyorlardı.
Derviş’in söylemek istediği eşgüdüm sorunu olsa olsa kendisi ile hükümet arasında olabilirdi. Bu hükümetin, beceriksizlikle ülkeyi ekonomik depreme soktuktan sonra, dışarıdan davet ettiği bakanın popülaritesinden rahatsız olunca çatıştıklarını dünya alem biliyor. Oysa bakan başarısız olursa, hiç de sandıkları gibi prim yapmayacaklar, aksine büsbütün gömülecekler! O nedenle eşgüdüm şart. Birbirlerine mahkumlar. Bunu hükümet hariç herkes biliyor. Ve başarısız olursa sandık hüsran olacak. Tarım Bakanı Gökalp’in destekleme fiyatlarında talep ettiği popülizm Derviş tarafından engellenince, hükümet doğru politika yerine, Derviş’i yalnız bırakmayı yeğledi. Sonra Telekom krizi çıktı. Sorun; MHP’li militanların Telekomünikasyon Üst Kurulu’na atanmasıydı. Bu anlaşmazlıkta da hükümet doğruyu değil, Derviş’i yalnız bırakmayı tercih etti. Şimdi de söz konusu olan Devlet İhale Kanunu tasarısı. Daha birkaç ay önce Bayındırlık Bakanlığı’nda yolsuz iddiaları ayyuka çıkınca, MHP’li Bakan Koray Aydın istifa etmek zorunda kalmıştı. Bakan Derviş önceki gün bu yasanın önemini belirtir belirtmez "yarası olan gocunur hesabı" yeni Bakan Akcan "talimat üzerine" Derviş’e cephe açtı. Sonucunda her seferinde olduğu gibi dolar çıktı, borsa düştü, faizler fırladı. Düşünüyoruz: Eğer MHP sık sık sorun çıkartmasaydı, dolar çok daha aşağılarda olmaz mıydı? O zaman son aylarda işsiz kalan yüz binlerin "milliyetçi yaklaşıma" müracaat etme hakkı var.
Aylardır yazıyoruz. Bir hükümet sadece ekonomik reçetenin teknik yeterliği ve uygulayıcının ekonomi uzmanlığı ile başarı sağlayamaz. Başarı için başka şeyler de gerekiyor:
Siyasi irade. Eğer hükümet ekonomik istikrarı yürekten istemez veya gerekleri yerine getirmez, ayak sürürse irade noksanlığı var demektir. O zaman da çabalar nafile hale gelir.
Kredibilite. Hükümetler siyasi irade gösterirse genellikle kredibilite sağlanır. Ama mutlaka değil. Toplumun o hükümete güveni tamamiyle yitirilmişse, aldığı kararlar sonuç vermez. Kaldı ki, krizler de, sık sık ayak sürümeler gibi kredibiliteyi aşındırır.
İstikrar. Bir ülkede ekonomik istikrar ancak siyasal istikrar varsa elde edilir. Bu konuda bir sıkıntı yok sanılmasın. Bu kez de dış istikrarsızlıklar ortaya çıkmıştır.
Toplumsal uzlaşma. Acaba toplum böylesi bir istikrar programına uzlaşarak mı gelmiştir? Hayır. Zaten kredibilitesi kalmayan bir hükümet uzlaşma da arayamaz.
Dış çevre. Dış dünyadaki ortam eğer elverişli olmaktan çıkarsa elbette zorlanmalar olacaktır.
TV kanallarında ne anlatırsanız anlatın. Bu koşullar sağlanmadan, IMF’den de, Avrupa’dan ne getirirseniz getirin, ekonomik istikrar elde edilemez! Hele hele böylesi bir hükümetle. Zorla güzellik olmaz. Başarı sağlanamazsa ekonomi yönetimi için en fazla ne söyleneceği malum. Ancak iktidar ortaklarının payına, en azından, sandıkda hüsran düşeceği de aşikar.