Ancak savaşın sonu çabuk görünmeye başladı. Yani savaş kısa sürecek. Dolayısıyla artık çok senaryo yok. Gerçi hemen belirtelim; ABD güçlerinin Bağdatta fink atması savaşın bittiği anlamına kesinlikle gelmez. Çünkü hem kent içinde bir kanlı direniş olabilir, hem de yeni yönetim ülkede istikrarı hemen sağlayamayabilir.Ama biz yine de en iyimser senaryoyu değerlendirelim. Eğer dünya kamuoyu savaşın bitme eşiğini Saddamın yakalanması olarak algılıyorsa (ki muhtemelen gerçek budur), bu noktadan itibaren ABDde tüketici güveni yeniden yükselebilir. Bu, aynı zamanda Avrupada da iç talebin toparlanmasına neden olacaktır. Böylece dünyada durgunluktan çıkma süreci başlayabilir.Gelelim Türkiyeye. Bizde en büyük kayıp tüketici güveni olmaktan çok, genellikle doğrudan gelir kayıpları biçiminde değerlendiriliyor. Oysa savaşla beraber çeşitli piyasalarda oluşan durgunluğa bakılırsa, tüketici güvenindeki sarsılmanın ne denli etkili olduğu anlaşılıyor. Dünkü yazımızda belirttik, şubat ayında sanayide yüzde 10 gibi bir büyüme beklenirken, önceki gün yüzde 4 kadar bir büyüme olduğu açıklandı. Kasımdan bu yana kapasite kullanım oranı 8 puana yakın düştü. Tüketici güven endeksi martta en düşük düzeyine indi; 69.8. Yine CNBCnin hazırladığı perakende satış endeksi geçen ay 172 gibi bir değerden 116ya düştü.Savaş kısas sürdü, ama bu verilerin hepsinin hemen olumluya dönmesi yaz aylarını aşabilir. Öncelikle turizmde toparlanma yaşanabilir. Ancak bunun için nisan sonunda savaşın tamamen bitmesi gerekir. Yine de 9.5 milyar dolarlık turizm bu yıl hayaldir. En iyi olasılık belki geçen yılın düzeyini (8.7 milyar dolar) yakalamak olabilir.Petrol fiyatları düşüşe geçti. Ama yine de geçen yıla göre bu yıl 1 milyar dolara yakın bir kaybımız olacak görünüyor. Petrol boru hatlarından gelirlerimiz de azaldı.Savaşın bir etkisi de iç borçlanmada kısalan vadeler ve yükseler faizlerdi. Gerçi bir ara faizler yüzde 75lere yükseldi, ama Hazine hep yüzde 60 civarında bir düzeyden borçlandı. Ancak bu faizler bile çok yüksek. Bu durum uzun süre süremez. Gerçi savaş bitmesiyle faizlerin düşmesini beklemiyoruz. Çünkü sorun başka yerlerde. Savaşın bütçeye getirdiği faiz yükü ise 1 milyar dolara yakın.Savaşın kısa sürmesinin doğrudan etkileri sınırlı kalsa da, özellikle iç tüketimdeki daralma gibi dolaylı etkilerinin bir süre daha süreceği anlaşılıyor. Bu da bu yıl ciddi bir büyüme gerçekleşmeyeceğini gösteriyor. Öte yandan Serdengeçtinin ısrarlı açıklamalarına rağmen enflasyon hedefinin tutması gayet zor. Döviz dengelerinde de geçen yıla göre daha büyük bir açığın ortaya çıkacağı görünüyor.Özetle, savaş çabuk bitiyor diye çabuk sevinmeyelim. Hasar oluştu bile. hgunes@milliyet.com.tr ABDnin Iraka açtığı savaş üzerine çeşitli senaryolar üretilmişti. Savaş kısa sürerse etkiler çok olumlu olacaktı. Fakat uzun sürerse, hem dünya, hem de Türk ekonomisi ciddi zarar görecekti. Dünyada durgunluk kalıcılaşırken, Türkiyede de hem borç dinamikleri bozulacak, hem de büyüme gerçekleşmeyecekti.