Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Seçimler ertelenirse dünya yıkılır mı? Elbette hayır. Ama birçok olumsuz gelişme yaşanır. Özellikle de mali piyasalarda. Piyasalar önce sallanır, ama sonra mutlaka yatışır. Elbette seçim olmadı diye krize girecek değiliz. Çünkü ekonomide kırılganlıklar azaldı. Epeyce ameliyat yapıldı.
Seçimler ertelenirse uzun vadeli bekleyişler olumsuza gidebilir. Bono fiyatları yükselebilir. Fakat döviz kurunda temel bir değişim olmaz. Kısa vadeli dalgalanmalar zaten olagelmekte. Aslında mali sistemin rehabilitasyonu tamamlansaydı, dalgalanma daha sınırlı olurdu. O da zamanla olacak. Kısacası, seçimin ertelenmesi piyasaları önce olumsuz etkilese de, bu geçici kalacaktır. Yeter ki, sonunda bir hükümet kurulsun ve mevcut programı sürdürsün.
Ancak seçimin yapılmaması reel faizlerin yüksek seyrini bir süre daha sürdürecektir. Bu hem iç borç yönetiminde sorunlar yaratacak, hem de canlanmayı geciktirecektir. Malum ülke hem bir iç - borç tuzağındadır, hem de krizin neden olduğu işsizlik azalma göstermemektedir.
Bize göre seçimin ertelenmesi ekonomik olmaktan çok, siyasal olarak yanlıştır. Alınmış bir kararın sırf baraj tehlikesi nedeniyle atlatılması etik sayılamaz. Matematik hesaplarla verilmiş söz ve kararların değiştirilmesi ahlaken yanlıştır. Bu tür hareketler politikacıların saygınlığında erozyona neden olmaktadır.
Elbette, erken seçimin ertelenmesinin haklı nedenleri olabilir. Mesela Irak’a müdahale olacaksa, Türkiye elbette bir seçim ortamında olmamalıdır. Gerçi öylesi bir hassas süreç bu hükümetle de götürülemez. Çünkü güven yitirmiş bir hükümetle öylesi sıkıntılı bir ortam yönetilemez.
Avrupa Birliği konusunda da Mesut Yılmaz haklıdır. Çünkü mevcut hükümette kendi partisi hariç her iki ortak da gönülsüzdür. Oysa aralık ayının ortasına kadar gerçekten çok önemli bir süreç bulunmaktadır. Bir seçim kargaşasında AB’den olumsuz bir yanıt gelebilir. Nitekim, Verheugen’in ilk demeci bunun bir belirtisini oluşturmuştur.
Nihayet, bu seçimlerin üzerinde iki gölge bulunmaktadır. Demokratikleşmede çok önemli adımlar olabilecek Seçim Yasası ile Siyasi Partiler Yasası’ndaki değişiklikler yapılmadan seçime gidilmektedir. Seçimin ertelenmesiyle bu sağlanabilir.
Bu hükümetin iler tutar tarafı kalmamıştır. Doğru. Meclis saygınlık erozyonuna uğramış, koalisyon ortakları da birbirine girmiştir. Bu da doğru. Ancak bu ortamda yeni ve sağlıklı bir hükümetin oluşması da pek kolay değildir. Hangi partiler, hangi ilkeler çerçevesinde bir araya gelecek de hükümeti oluşturacaklardır.
Kuşkusuz, seçimler daha da kaotik bir yapı doğurabilir. Seçmenlerin çoğunun sandıktaki tercihi Meclis’e yansımayabilir. Bu da başka sorunları yaratacaktır.
Kısacası, seçim elbette ertelenebilir. Ama ortada haklı nedenler olması gerekir. Çeşitli bahanelerle seçimin ertelenmesi ise Türk demokrasisine ve siyasetçisine (zaten azalmış olan) güveni büsbütün sarsacaktır.