Bazı ekonomist meslektaşlarımız piyasa yorumu yaparken günlük gelişmelere bakıyor. Oysa, bu çok yanlış. Mesela "Borsa çok şişti, artık iner" gibi bir yaklaşım bilimsel temelden yoksun. Piyasa yorumu yaparken ya da herhangi bir öngörü geliştirirken, öncelikle ülkenin içinde bulunduğu siyasal durumun bilinmesi gerekiyor. Savaş, terör ve müttefiklerle ilişkiler gibi önemli parametreleri bilmeden yapılan ekonomik analizler çok hatalı oluyor. Ciddi miyopi taşıyor.
Düşünün bir kere, ülkelerin kredi notu hesaplanırken terör ve iç istikrar gibi konular dikkate alınıyor. Ama biz risklerin başında gelen bu etmenleri dikkate almıyoruz.
Türkiye gibi ülkelerde ekonomik dengeler siyasal değişimlere çok yakından bağlıdır. Tabii her siyasal değişim ekonomik dengeleri sarsmaz. Ekonomik dengelerin sarsılması için siyasal değişimin uygulanan ekonomik politikaları da değiştirmesi gerekir. Mesela İngiltere'de İşçi Partisi bugün seçimleri kaybetse bile, piyasadaki dengeler değişmez. Çünkü hem İngiliz ekonomisinde önemli bir hastalık kalmamıştır. Hem de uygulanacak politika üç aşağı - beş yukarı aynıdır. Ancak değişirse orada da çalkantılar ortaya çıkabilir.
Önceki gün İstanbul'da iki sinagoga bomba atıldı. Pazartesi piyasaların nasıl açılacağı ise merakla bekleniyordu. Oysa pek bir şey olmadı. Kur düşmeye devam etti. Borsa ise daha sığ bir alanda hareket etti. Faizler de pek etkilenmedi. Aynı talihsiz olay iki yıl önce olsaydı, piyasalar çökmese bile, dalgalanırdı. Kısacası, Türk ekonomisi iki yıl öncesine çok farklı bir konumda.
Önümüzdeki dönemde mali piyasaları kısmen etkileyebilecek iki etmen duruyor. Biri AB'ye tam üyelik perspektifi konusunda olumsuz gelişmelerin ortaya çıkması. Diğeri de yerel seçimlerde ortamı gerginleştirecek bir sonucun ortaya çıkması. Ancak her ikisi de çok olası değil. Zaman zaman küçük çaplı gerginlikler veya rahatsızlıklar oluşsa bile ekonomik dengeler pek sarsılmayacak görülüyor. Sinagoga bomba çok hunharca olabilir. Öyle de. Ancak bu olayın ciddi bir tatsızlık getirmesi ya da ekonomiyi sarsması için bir neden bulunmuyor.
Pekiyi sinagoga bombayı kim attı? Bu tür ve düzeydeki uluslararası terörün gerçek kaynağının bulunması polisiye bir konu değildir. Konuyu ancak uluslararası ilişkiler uzmanları araştırabilir. Çünkü her terörist faaliyetin bir de amacı vardır. Bomba sonucu Türkiye - ABD ilişkileri ne olacaktır? Ya da Türkiye - İsrail ilişkileri yakınlaşacak mıdır? Yahut da Türkiye bundan böyle Arap politikası içinde mi yer alacaktır? Açıkçası bu bombayı, kim işine yarıyorsa, o attırmıştır. Kim koydurduysa da stratejik bir önemi vardır.
Bomba önümüzdeki dönemde turizm gelirlerini düşürebilir. Yine aynı biçimde yurtdışına para kaçabilir. Nihayet yabancı sermayenin gelmesi de gecikebilir. Kısacası, ekonomi olumsuz yönde etkilenebilir. Ama asıl bilmemiz gereken konu artık şudur; artık ekonomik dengeler terörden ve siyasal çalkantılardan daha az etkilenmektedir. Fakat bu olayları yine de yürekten kınamamız gerekiyor.