Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cuma günü Bodrum'da tatili keserek Stanley Fischer'la kahvaltıya gelirken Prof. A. Savaş Akat'ın arabasında yol boyunca tartıştık. Kaygılarımız yok sayılmazdı. İç borçlanmada sıkıntılara girdik, derinleşen resesyonu irdeledik ve dalgalı kurda dalgalandık. Geçen programı nasıl can hıraç savunduğumuzu anımsadık. Oysa çeşitli iş kesimleri kur - enflasyon makasının açılmasını bahanesiyle nasıl bir devalüasyon lobisi yapmışlardı. Şimdi de benzer bir lobi var: Sıcak para lobisi... Kur kontrol edilsin, sıcak para gelsin diyorlar. Bu moral bozucu hava da hem kura, hem de faize yansıyor. Malum, Akdenizliyiz. Sabredemiyor, hep kaybediyoruz.
Ancak Stan'la kahvaltı gayet keyifli geçti. Hem aydınlandık, hem de moral aldık. Programın yumuşak karnı borçlanmanın sürdürülebilmesi konusunda ek hazırlıkları öğrendik. (Baştan yazalım: Sıcak para lobisi 'program başarılı olur' kaygısıyla yakında bu hazırlıkları da eleştirecektir)

Fischer Türkiye'nin yerinin Avrupa olduğunu ve her türlü yardıma layık olduğunu vurguladı. Bu başlı başına büyük bir destekti. (Fischer'ın Türkiye'nin dostu olduğunu yazmıştık). Türkiye'nin Arjantin'le karşılaştırılamayacak denli başarılı oldğunu, bunun da iki etmenden kaynaklandığını söyledi: "Bütçe politikası başarılı gidiyor. Milli gelirin yüzde 5.5'u kadar bir fazla hedeflenirken, bunun üzerinde bir performans gözleniyor. İkincisi, Arjantin katlı kurda (öngörülebilir bir kur sistemidir) debelenirken, Türkiye krizlere bağışık dalgalı kur sistemini uyguluyor." Nihayet Fischer "kura çok istisnai gelişmelerde müdahale edebilirsiniz, ama sürekli değil" dedi. Yani "dalgalı dediysek al başını git demedik" demek istedi.

Dikkat çeken bir başka nokta ise, siyasal konularda oldu. Yabancı yatırımcıların toplumun hükümete olan güvensizliğini işlediklerini, bunun da mali piyasalarda sıkıntı yarattığını aktardık. Fischer ise bu gezisinde siyasal liderlerin programa tam bir bağlılık sergilediklerini, üstelik şimdiye kadar yapılanların da kolay olmadıını açıkladı. İsteksizlik göstermelerinin de bu nedenle doğal olduğunu söyledi. Yapılması gerekenlerin yapıldığını, ancak faiz ve kurların risk primleri nedeniyle hala yüksek olduğunu ekledi. Birkaç hafta sonra Arjantin'le Türkiye'nin farkının ortaya çıkmasıyla faizlerin düşeceğini, bunun da kura olumlu yansıyacağını açıkladı. Fischer programın oldukça iddialı olduğunu, ancak kriz olasılığının bulunmadığını açıkladı. Fischer başka bilgiler de verdi. Ödemeler dengesi ve enflasyonda gelişmelerin öngörüldüğü gibi geliştiğini, ancak büyümede gecikme gözlendiğini belirtti.
Fischer'in ziyaretinin en önemli tarafı verdiği büyük destek ve net açıklamalarıydı. Bazı kesimler yanlış beklentilerle programın özüne tahribat vermek isteseler de, Fischer önceki gün yazımızda belirttiğimiz konuyla başladı: "Benim bir bilim adamı olduğumu unutmayın. Okul kitaplarında her şey var" dedi. Dalgalı kura bant takma veya alaturka yeni teori "öngörülebilir kur sistemi" de böylece yanıt buldu. Fischer, "1990'lı yıllarda denediniz. Enflasyon kadar devalüasyon, yüksek reel faiz ve yüksek enflasyon demektir" diyerek noktayı baştan koydu. Gerisi aydınlanma kahvaltısı oldu.