Geçenlerde The Economist dergisinde "Kristal küreler" başlıklı, çok ilginç bir makale vardı. Makaleyi ilk gördüğümde falla ilgili olduğunu sandım. Meğerse ekonomik tahminlerin anlamsızlığı üzerineymiş. Şöyle diyordu: "Başarılı tahmin yapmanın sırrı ya yalnızca tahmin tarihini, ya da rakamını vermektir. Fakat her ikisini birden değil." Çok doğru. Çünkü her ikisi birden verilirse, yanılabilinir.
Oysa ekonomik tahminler belli tarihler için, belli rakamlarla yapılır. Ve tabii sonunda yanılınır. Nitekim, The Economist dergisi kendi büyüme tahminlerinin bile fersah fersah yanıldığını itiraf ediyor. Dergi 2000 yılında Amerikan ekonomisinin yüzde 3 büyümesini beklemiş. Gerçekleşme ise yüzde 1.2’de kalmış.. Gerçi, aynı yıl dünyanın sayılı bankaları arasındaki HSBC yüzde 2, ABN - Amro da yüzde 4.1 olarak tahmin vermiş. Yani çok daha fazla yanılmışlar.
The Economist’e göre 2001 yılının Avrupa büyümesine ilişkin tahminler ortalama yüzde 2.9’muş. Oysa gerçekleşme yüzde 1.5 olmuş. HSBC Bankası da yüzde 2.5’la yanılmış. Bu yanılgının ana nedeni yüzde 3.1 olarak tahmin ettikleri Japon büyümesinin (tahmin ortalamaları yüzde 1.9 iken) yüzde 0.5 olarak gerçekleşmesi olmuş. Morgan Stanley’in tahmini ise biraz daha yakınmış; yüzde "0".. Ancak bu konuda Morgan Stanley’in sicilini diğerlerinden daha iyi sanmayalım.. Çünkü her defasında bir başka kurum daha başarılı oluyor.
Gelelim bizim tahminlere... Bizde en sık yapılan tahmin enflasyondur. Çünkü bu hem en kolayı, hem de en gereklisidir. Malum; her yılbaşında hükümet bir enflasyon tahmini açıklar. Meslektaşlarımız da buna göre olası gerçekleşmeyi hesaplar. Resmi tahminin üzerine bir yanılma payı koyar ve kendi tahminine ulaşır. Son zamanlarda aylık tahminler de yapılıyor. Bu tahminlerin ise ne kadar tuttuğu ortada. Geçen aylarda tam bir kepazelik oldu. Hemen hemen hepsi yüzde 100 yanıldı.
Ödemeler dengesi tahminlerine gelince. Yanılma payı yüksek olsa da, ihracatı, işçi dövizlerini veya turizmi tahmin etmek zor değil. İthalat tahmini ise doğru büyüme tahmini gerektiriyor. Yani kolay değil. Ödemeler dengesinin sermaye hesapları ise, nedendir bilinmez, pek tahmin edilmez.
En önemli tahmin büyümedir.. Ancak tarımın hala havalara bağlı olduğu bir yapıda tahmin yürütülebilir mi? Tahmin yürütme zaten abesle iştigalse birazcık daha fazlasında zarar olamaz. Sık sık büyüme tahmini yapıp değiştirenlere gelince. Onun anlamı "tutturamıyorum" demektir!
Kur tahminine gelince. Sabit kur sisteminde tahmin yapmak kolay değil, ayıptır! Dalgalı kur sisteminde yapılan tahminlerin nasıl fosladığı ise ortada... Parite tahmini konusunda ülkemizin sayılı ekonomistlerinin fosladığını daha önce yazmıştık. "Hava atıyor" demesinler diye sık sık tekrarlamıyoruz!
Ekonomist meslektaşlarım pek yapmasa da piyasada yürütülen bir tahmin daha var. Borsa endeksi. Aman o tahminlere inanmayın. Çünkü o tahminler küçük yatırımcının parasını kapmak içindir.
Özetle, en iyisi hiç tahmin yapmamaktır. Gerçi biz bir defa yaptık. Krizin ortasında "döviz almayın, düşecek" dedik. Almayanların serveti şimdi döviz bazında yüzde 50 - 70 daha fazla oldu. Ancak unutmayın, tarih vermemiştik!