Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Takas başarıyla sona erdi. Ancak piyasalar olumlu havaya hemen girmedi. Borsa gevşedi. Döviz yukarı doğru hareket etti. Hatta faizler de arzu edilen düşüşü göstermedi. Malum eleştiriler de derhal başladı...
Ancak bu gelişmelerin altında farklı nedenler var;
İlki teknik, Hazine'nin sorunu şimdilik aşıldı. Bankaların da açık pozisyonu. Ama bankaların aktifleri, yani alacakları daha uzun vadeli hale geldi. Pasifleri, örneğin mevduat gibi yükümlülükleri ise hala kısa vadeli. Alacağınızın vadesi uzun borcunuzun vadesi kısa ise bu vade sorunu yaratır. Bu nedenle takasla birlikte vade sorunu arttı. Üstelik elde edilen döviz kağıtlarının likiditesi yok. Dolayısıyla likidite sorunu çift taraflı olarak arttı. Hele hele kredilerdeki tahsilat sorunları dikkate alınırsa bankaların sorunları daha rahat anlaşılacaktır. Bankalar da bu durumun farkında.
Şimdi bankaların mevduat vadelerinin uzun vadeye yayılması gerekiyor. Çünkü mevduatların ortalama vadesi 108 gün. Mevduatların yüzde 19'u vadesiz, yüzde 36'sı 1 - ay vadeli, yüzde 33'ü 3 - ay vadeli, yüzde 9'u 6 - ay vadeli. Kısacası uzun vadeli bono alınması arzu edilen bankaların mevduatlarının yüzde 97'si 6 aydan kısa vadeli! Bankalar mevduat - dışı kaynaklarla (örneğin yurtdışından aldığı kredilerle) vade ortalamasını 145 güne çıkarsa bile, bu 6 ay bile etmiyor.
O zaman yeni ödemeler gerekiyor.
Maliye tarafının derhal;
* stopaj oranlarının uzun vadeler için yüzde 10'a kadar düşürmesi,
* günlük repoların stopajlarının yüzde 20'ye yükseltilmesi, ve
* bireysel yatırımcının bono yatırımını vergiden muaf hale getirmesi, gerekiyor.
Merkez Bankası'nın derhal;
* munzamları düşürmesi gerekiyor.
Hazine'nin;
* Endeksli borçlanması ve faizleri 3 ayda bir ödemesi, ve
* Bankaların yurtdışından alacakları kredilere yardımcı olması (önceki hafta Derviş bunu yaptı bile) gerekiyor.
Bankaların;
* Uzun vadeli mevduata yüksek faiz vermesi,
* DTH faizlerini çok ciddi düşürmesi,
* ancak sendikasyonlarını da yenilemeye çalışması gerekiyor.
Gerçi bu önlemler de yetmeyecektir. Çünkü faizlerin uzun vadede düşmesini engelleyen en önemli 'sıkıntı politik'tir. Anayasa Mahkemesi Fazilet Partisi'ni kapatacak gibi gözüküyor. Geçen haftalarda MHP'nin programa uymama yönündeki demeçleri de hafızalarda taze. Üstelik son zamanlarda sonbaharda 'yeni bir kriz'in çıkacağı söylentileri hayli yaygınlaşmış durumda. Bütün bunlar finans kesimini fazlasıyla tedirgin ediyor. Güven yok. Kredibilite zayıf. Böylesi bir ortamda uzun vadeli faizler de bir türlü düşmek bilmiyor. Döviz de dalgalanıp duruyor.
Buna rağmen şimdiye dek atılan adımlar olumlu. Takas da tamam. Fakat yine de uyarmalıyız; hükümet içinden programa takoz konmamalı. Aksine güven telkin edilmeli.