Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye’de etkili bir kesim AKP lideri Tayyip Erdoğan’ın yüksek bir oy oranı alacağından endişe ediyor. Hatta bazı yazarlar bunu "kabus" olarak niteliyor. Dikkat edelim; herkes "Tayyip sendromundan" bahsediyor, ama kimse "AKP’nin gücünden" bahsetmiyor. Demek ki, oyu sağlayan lider!
O zaman "Tayyip’e" yönelen yığınların gerçek nedeni anlaşılmalı. Tayyip Erdoğan elbette Derviş gibi Princeton’da doktora yapmadı. Ne ekonomiden anlar, ne de diplomasiden... O zaman, halk ona bilgisinden değil, başka özelliklerinden yöneliyor. Bu da son derece önemli.
Kim ne derse desin o iki özelliği ifade ediyor. Birincisi, gençleşme ve yenilenme, ikincisi de mevcuda baş kaldırma. Unutmayalım, Fazilet Partisi’nden istifa eden Tayyip’in arkadaşları partiyi hegemonyasına almış eskilere karşı tepki göstermişti. Mücadele ettiler. Barınamayıp, ayrıldılar. Ancak değişim arayan toplumun alt sosyal kesimlerinin gözünde büyüdüler.
Birçokları AKP’nin önünün kesilmesinin yollarını arıyor. Bunların başında Erdoğan’ın siyaset dışı bırakılması geliyor. Ancak bu hiç demokratik bir davranış değil. İkinci öneri ise geriye kalanların birleşmesi. "Ne varsa, sağcısı solcusu bir araya gelin" deniliyor. Sanki birleşince AKP oyları azalacak! Kuşkusuz bunlar siyasetin doğasına aykırı öneriler. Sağ ile solu bir araya getirecek unsur, bir payda bulunamıyor. Bulunamayınca da itibar yitirmişlerin bir araya gelmesi olarak algılanıyor.
Bir siyasi partiye karşı olarak, veya bunun için başkalarıyla birleşerek oy alınamaz. Bu olsa olsa AKP’yi daha da güçlendirir. Statükoya ve düzene karşı olan güçleri birbirine yapıştırır. Çünkü AKP statükoya tepki oylarını derliyor. Oy almak için ise güçlü tezlerin ortaya konulması gerekiyor. Topluma hedefler, umutlar verilmesi gerekiyor. Çünkü amaçsız, hayalsiz siyaset olmaz!
AKP ilk kurulduğunda Erbakan onu "bölücü" olarak nitelemişti. Şimdi ise onun başkalarını böldüğü görülüyor. Radikal sağ oylar daha da artıyor. Demek ki, önemli olan birleşme değil, yenilenme!
Bazıları AKP’nin yenilenmeyi ifade etmediğini düşünüyor olabilir. Doğru. Oraya yeni siyasetçiler katılmadı. Ama AKP’liler ve onların genç lideri Tayyip daha önce bulundukları örgütü değiştirme mücadelesini verdiler. Halk da bunu "değişim" çabası olarak algıladı.
AKP ve Tayyip örneği bize iki önemli siyasal mesaj veriyor. Cesaretle değişime yönelmek. Genç ve yeni kadrolarla hareket etmek. Eskileri yan yana getirme yerine olabildiğince tasfiye etmek.
Halkla birlikte, seçkinci olmayan ve düzeni değiştirmek isteyen değişimci bir liderlik, bir hareket aranıyor. Bulunamadığından Tayyip büyüyor. Elbette merkez solun bölünmüşlüğü kimseyi sevindirmiyor. Hatta hayli üzüyor. Ama merkez solda bu değişim bir başlasa Tayyip varoşlarda nal toplayacak!